Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Sayıştay tartışması

Bütçemüzakereleri, Sayıştay raporları tartışmasıyla başladı. Oysa Sayıştay ilk defa TBMM'ye "Genel Uygunluk Bildirimi" raporunun yanı sıra, 2005'te çıkarılan Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu gereğince 3 rapor daha gönderdi. (Faaliyet Değerlendirme, Mali İstatistik Değerlendirme, Dış Denetim Genel Değerlendirme raporları) Muhalefetin bu raporlardan tatmin olmadığı, kamu zararı, yolsuzluk ve usulsüzlüğe ilişkin bilgilerin Meclis'e gönderilmemesine tepki duyduğu anlaşılıyor. Sayıştay Başkanı Recai Akyel ile görüştüm. Sayıştay'ın işleyişini şöyle anlattı: "Kanun, şahsi sorumluluk olarak düzenlemiş. Kurumun tüzel kişiliği sorumlu tutulmuyor. Herhangi bir belediyede, üniversitede, bakanlıkta evrakın altında kimin imzası varsa yasaya göre o mesul. Dosyasını Sayıştay bünyesinde Hesap Mahkemeleri olarak faaliyet gösteren Hesap Dairelerine gönderiyoruz. Denetçilerin iddiası, Sayıştay'ın ilgili dairesinde ele alınıyor. Sayıştay içinde temyiz de var. Temyizden geçip, kesinleşen kamu zararı, buna sebebiyet veren şahıstan İcra Kanunu'na göre tahsil ediliyor. Eğer, Türk Ceza Kanunu'nu ilgilendiren bir husus varsa, Sayıştay'daki Hesap Mahkemesi, ya savcılığa ya da o şahsın çalıştığı kuruma suç duyurusunda bulunuyor ve bunun takibini yapıyor."
Anlaşılıyor ki muhalefet, raporların içeriğinden tatmin olmadı. Onlar yolsuzluk ve usulsüzlük bombaları bekliyordu. Ama Sayıştay Başkanı'nın söylediğine göre, uluslararası camiada da benzer bir işleyiş söz konusu. Kişisel sorumluluk açısından Sayıştay dairelerinde yargılama yapılıyor, eğer Ceza Kanunu'nu ilgilendiren bir durum varsa, adli yargıya intikal ettiriliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA