Gençseniz Lefter'in adını bile duymamış olabilirsiniz.
Bir zamanlar tanımayan yoktu. Unvanı Ordinaryüs idi. Satranç oynar gibi kullanırdı futbol topunu. Benim anı dağarcığımda özel bir yeri var.
Yıl 1956. Lefter Fener'de ve milli takımda futbol oynayarak Türkiye adına 22 gol atadursun, benim de ağabey dediğim Mehmet Ali Aybar'la devrimcilik oynadığım dönemin sonları. Önceki yıllarda belirli aralıklarla gizlice buluşmuşuz.
Kurallar ve okus pokuslu işaretlerimiz bana biraz komik gelmiş. Derginin sağ elde taşınmasının "Peşimde adam var, sokulma" demek olması, sol ele alınmasının tehlikenin geçtiğini göstermesi gibi. Buluşmalar dışında rastlaşırsak tanışmaz gibi davranmak da "disiplin" gereği.
O yılın Şubat ayında bir gün Dolmabahçe Stadı'ndayım. Futbol hastası değilim ama Türkiye-Macaristan maçı kaçmaz. Çünkü Puskas adlı forvetleri sayesinde Macarlar dünyanın dumanını atmış, efsane takım olmuş. Bizi yenecekleri kesin de, maksat oyunlarını seyretmek. Ayrıca, Macaristan o dönemde "komünist ülke". Yani -o ara Aybar'ı kızdırmış olan Sovyet müdahalesi sonrasında bile- "biz aydınlarda" ona da sempati var hâlâ.
Oyun başlayınca tribünlerde önce hayret, sonra sevinç, sonunda coşku patlaması. Sol içteki Lefter oyun kurmasıyla, paslarıyla, golleriyle harikalar yarattıkça eziyoruz Macarları. Puskas afallamış durumda. Sonuç: 3-1 galibiz!
Arkamda tanıdık bir ses duyunca dönüp bakıyorum. Birkaç sıra geride Mehmet Ali Ağabey çocuk gibi zıplayarak haykırmakta. Beni görünce engelli koşu çevikliğiyle yanıma koşup boynuma sarılıyor.
O anda ne somut duruma uymayan önyargı kalıpları, ne soyut tercih labirentleri, ne çelişkili duygular... Yalnız dupduru bir futbol sevinci... Lefter sayesinde...
Kimi zaman anlamlı görüntüler birbirinin üstüne düşüyor. Atina ziyaretindeki Büyükadalı Ordinaryüs'ü vatanına getirdiğimiz gün Hava Kuvvetlerimizden Yunanistan'a davet gitti:
"Gelin, tatbikatımıza katılın. Ege'deki it dalaşları sona ersin."
Ve Mübadele Müzesi açıldı ülkemizde. Türk diye, Rum diye doğup büyüdükleri yerlerden insanların koparılmasının saçmalığını düşünecekler müzeyi gezenler.