Önceki gece Antalya'da bir kupa maçı oynandı. Ben kupa statüsünü beğenenlerdenim. Alt lig takımlarının aslında isteyince neler yapabileceklerini görmelerini, üst lig takımlarının da
burunlarının sürtmesini sağlıyor. Kupa maçının kadrosuna bakınca,
1-2 futbolcu dışında ilk
11'i zorlayabilecek oyuncu olmadığını net görüyoruz.
M'Bolhi, Makoun, sonradan giren
Serdar. Kim ne derse desin ben
Can ve
Lokman'ın da deneyim ve hırslarıyla kadroyu zorlayabileceklerini düşünüyorum.
Ahmet Aras, Diarra, Ozan İpek, Sakıb ve
Rıdvan sanki futbol oynamayı unutmuş gibiydiler. Maalesef bu arkadaşlar '
Formayı istiyorum' mesajını veremediler.
Yusuf Şimşek lig kadrosunda haklı çıktı. Ve muhtemeldir ki Sivas maçında ideal kadrodan tek değişiklik kalede olacak. Kalede duruşu, yan toplardaki zamanlaması ve özellikle topu oyuna sokuştaki zekası
M'Bolhi'yi öne çıkardı. Rakip 3. Lig takımı Çorum Belediyespor. 25 gün önce Manavgatspor ligde 2-1 mağlup etmiş. İki takımı teraziye koysan, kefeler kabul etmez. Ancak futbol terazi ile tartılmıyor.
Rakip kim olursa olsun ciddiye alacaksın. Sadece takım mı?
Taraftar olarak ciddiye alıp 300 kişiye oynatmayacaksın bu takımı.
Basın olarak ciddiye alıp hiç olmazsa Antalya'daki maçı televizyondan izlemeyeceksin. Ondan sonra futbolcudan verim bekleyeceksin. Futbolcu boş tribüne de oynamalı, kendisini göstermeli, o ayrı. Ancak oynarsa kendisi için oynar, oynamazsa yedek kalır. Oynatırsan takım için oynar, turu ister, tribünde sadece maçı izlemeye gelen çakma Antalyasporlulara
'Bari Çorum atsa da maç uzamasa' dedirtmezsin. Kupanın ilk turunda kelimenin tam anlamıyla tepeden tırnağa sınıfta kaldık. Arefede tebessümle yetindik ama umarım Sivas maçında gülerek bir bayram noktalarız.