Ölümüne düşmanlıklar, sadece düşman taraflara "sahih" görünür. Düşman tarafların tarihinden ve kültüründen o düşmanlıkları algılayamayacak kadar uzak olanlar ise, çoğu kez gülmemek için kendilerini zor tutarlar. Mesela Türkiye'yle Yunanistan'ı savaşın eşiğine getiren Kardak krizi sırasında ABD Başkanı olan Clinton'ın bu iki "keçi"nin kavgasını gülümseyerek izlediğini yazdığı kitaptan öğrenmiştik.
Tabii bunun tersi de doğrudur; ABD'lilerin "düşmanca" bulup tepki gösterdikleri kimi durumlar da Türklere ya da Yunanlılara komik gelebilir. Hatırlayın, bu kış başında Hindistan ve Pakistan askerlerinin "korudukları" ve kime ait olduğu tartışmalı Keşmir'in dağlık alanında çığ altında kalan yüzlerce asker öldü.
Kimsenin kullanmadığı, üzerinde metrelerce karın bulunduğu, Türkiye'den büyük o ıssız dağlarda asker bulundurmak, buradan bakınca tuhaf görünüyor. Fakat onu siz bir de Hindistan ve Pakistan'a sorun. Düşmanlıklar sahici duygulara dayanmadan sürdürülemez, fakat makul bir süre geçtikten sonra taraflardan birinin yahut ikisinin birden "amma da saçmalamışız yahu" diyeceği de muhakkaktır.
Gazetelerde okuduk: Kuzey İrlanda'nın Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını elde etmek için yıllarca savaşan İrlanda Cumhuriyet Ordusu'nun (IRA) eski lideri (şimdi milletvekili) Martin McGuiness, ülkesini ziyaret edecek olan Kraliçe Elizabeth'le el sıkıştı. Gazeteler haberi epeyce geniş gördü, çünkü bu şimdiye kadar asla "düşünülemeyecek" bir olaymış. Hiç kuşkum yok, el sıkışacak şahsiyetlerin torunlarına yüz yıl sonra her şey çok komik görünecektir. Fakat ne yapalım, insan böyle...