29 Ekim'deki sokak kutlamalarına hâkim olan coşkuyla, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı'nın askerlere yönelik siteminin ("sizin koruyamadığınız Cumhuriyet'i biz koruyoruz") aynı madalyonun iki yüzünü oluşturduğunu, dolayısıyla birlikte ele alınması gerektiğini düşünüyorum... Tabloyu tam olarak kavrayabilmek için, 2007'deki Cumhuriyet mitinglerinin de analize dahil edilmesi gerektiği kanaatindeyim...
Cumhuriyet mitinglerinin tecrübesi olmasaydı, CHP'nin 29 Ekim'deki dev gösterilerden "seçimlerde AK Parti gidiyor" sonucunu çıkarması işten bile olmazdı.Nitekim Cumhuriyet mitinglerinden böyle bir sonuç çıkartılmış, seçimlerde ise bu çıkarımın ne kadar yanıltıcı olabileceği anlaşılmıştı.Ben, seçimlere bağlanan bu umudun demokrasinin şansı olduğunu düşündüm ve bunu defalarca yazdım: Kanaatimce, bu umut olmasaydı, Cumhuriyet mitinglerindeki enerji, iktidarın meşru olmayan yollarla "gönderilmesi"ni savunan asker-sivil kesimlerce kullanılacak, başarılı olup olamayacağı belirsiz kimi anti demokratik ataklarla karşılaşabilecektik.
2007'den sonra başka seçimler ve bir de referandum yaşadık; bunların tamamı çoğunluğu CHP'nin tabanında bulunan "laik asabiye" sahibi toplumsal kesimlerde büyük bir hayal kırıklığına yol açtı.AK Parti'nin seçimler yoluyla iktidardan uzaklaştırılamayacağına dair algının günümüzde artık bir tür koyu umutsuzluğa, nihilizme dönüştüğüne dair düşüncelerim, Balyoz davası kararlarından sonra iyice pekişti. Taraf'ta bu konuyu ele aldığım "Balyoz kararı laik nihilizmi artıracak" başlıklı yazıda şöyle demiştim:
"(...) Sözün ettiğim 'umutsuzluğa' yol açan ikinci gelişme ise, iktidardaki partiyi güç kullanarak halletme potansiyeli taşıyan yegâne kuvvet olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin darbe yapma imkânının giderek ortadan kalkmasıydı... Balyoz davasında verilen tarihî karar, bu yönde kalan birkaç umut kırıntısını da ortadan kaldırarak, laik kesimlerdeki nihilizmin daha da koyulaşması sonucunu doğuracaktır."Belki bazılarının hoşuna gidebilir, fakat ben ülke nüfusunun kabaca yüzde 20'lik bir bölümünün, haklı-haksız endişelerle ve büyük bir umutsuzlukla yaşamasının tehlikelerle dolu bir süreç yaratacağı kanaatindeyim.
"Nihilizm pasifliğe yol açabileceği gibi önü arkası hesaplanmamış bir sertliğe, bir feda duygusuna da yol açabilir. Ülkedeki siyasi atmosfer, ikinci ihtimalin daha kuvvetli olduğunu gösteriyor." Şimdi Oğuz Kaan Salıcı'nın sözlerine gelebiliriz...Bence bu sözler, AK Parti iktidarınaseçimle son verme umutsuzluğunun yol açtığı öfkenin bir tezahürü... Fakat sadece o değil: Aynı zamanda CHP içinde hâlâ askerlerden medet uman bir damarın varlığını ortaya koyan bir lapsus bu...
Bu sözler, 29 Ekim'deki coşkunun hakiki bir sivil-demokratik gelecek umuduyla bezeli olmamasının nedenini de ortaya koyuyor.Velhasıl: 29 Ekim'de coşku vardı ama bu nihilist duygularla malûl bir coşkuydu...
