Kapalı kapılar ardında, bloglarda, twitter'da devam ediyor. Şimdi Jamestown Vakfı gazete köşelerine taştı. Yeni Şafak yazarı Cem Küçük bugün tüm bu tartışmaları aydınlatacak bir köşe yazdı. Gelecek günlerin gündemine şimdiden hakim olun... İşte Jamestown Vakfı hakkında bugün çıkan o köşe yazısı...
Bir İsrail & Neo-Con Yapımı: Jamestown Vakfı
Düşünce kuruluşu ya da İngilizce tabirle think-tank'ler bir ülke için elzem teşkil eden yapılardır. Genelde gelişmiş ya da demokrasisi oturmuş ülkelerde düşünce kuruluşları gelecek senaryoları bakımından önemlidir. Meydana gelebilecek savaşlar, olası ekonomik krizler ve gelecek adına senaryo yazmak bu kuruluşların işidir. Ancak bu tür stratejik yapılar belirli ülke ve istihbarat ülkelerinin kontrolü altındadır. Hele hele ABD'de kurulan bir think-tank'in CIA'yle bağlantısı olmaması düşünülemez. Bu o kuruluşun kurucuları CIA ajanıdır demek değil. Ancak mutlaka CIA bu kuruluşlara belirli kişiler üzerinden sirayet eder. Amerika'da yüzlerce düşünce kuruluşu var. Buralarda başka ülkelere yakın vakıfların da olması doğal.
Amerikan yönetimi bu tür kuruluşların yakın ittifak içinde olduğu ülkelere hizmet etmesinde bir beis görmez. Tabii bazen bu kuruluşlarda çizilen senaryolar ilgili ülkelerin coğrafyalarında filme çekilir. Türkiye bu senaryoların en çok dikte ettirildiği ülkelerin başında geliyordu. En azından yakın zamana kadar… Hudson Enstitüsü'nde 2007'de Zeyno Baran'ın bizdeki generallere dayandırarak dillendirdiği, 'Türkiye'de darbe ihtimali yüzde 50' şeklindeki senaryosunu unutmayalım. Sarıkız, Ayışığı darbe girişimlerini Türkiye ucuz atlattı. Hudson Enstitüsü öyle böyle bir kuruluş değil. Türkiye'nin yakın tarihinde her türlü alçakça girişim buradan başlatıldı. Türkiye'ye bu tür karanlık senaryolar yazan sadece Hudson Enstitüsü değil. Bir de Jamestown var.
Jamestown Vakfı 1984 yılında Arkady Nikolaevich Shevchenko isimli üst düzey bir Sovyet subayı tarafından kurulmuş. Kim bu Shevchenko diye araştırınca enteresan bilgilere ortaya çıktı. Wendell L. Minnick'in 1992'de yazdığı Spies and Provocateurs & A Worldwide Encyclopedia of Persons Conducting Espionage and Covert Action, 1946-1991 (Ajan-Provokatörler& 1946-1991 Arası Dünya Üzerine Espiyonaj ve Gizli Eylemler Gerçekleştiren Kişiler Ansiklopedisi) kitabının 205. sayfasında 'Shevchenko, Arkady Nikolaevich' yer alıyor. 1974 yılında ABD'li yetkililer onlara çalışmak istediğini söyleyen Shevchenko'ya CIA 'Andy' kod adını vermiş. Shevchenko 1975-78 arası CIA'ye çalışmış ve bayağı hizmetlerde bulunmuş. Sovyetlerin Orta Amerika, Afrika ve silahlanma konusunda bütün planlarını anlatmış. Sovyetler bunu öğrenince onunla ilişiğini kesmişler. Bu kadar faydalı bir adam olunca CIA ve Pentagon Shevchenko'ya Jamestown Vakfı'nı kurdurtmuş. Vakfın başlarda amacı Avrasya, Rusya, Türkiye konusunda Amerikan yönetimine bilgi vermekmiş. Daha sonra başka bir el devreye girmiş ve vakıf MOSSAD'ın, dolayısıyla İsrail'in denetimine girmiş. Vakıfta çalışan, yazı yazan, düşünce üreten herkes aslında İsrail-ABD ilişkilerine hizmet ediyor. İsrail karşıtı fikirleri savunan ya da az da olsa İsrail'i eleştiren herkesin vakıfla ilişiği kesiliyor.
Jamestown'da General Michael V. Hayden, Bruce Riedel, Carlton W. Fulford Jr., Kathleen Troia McFarland, Bruce Hoffman, James H. Burnley ve Frank Keating gibi İsrail yanlısı önemli düşünce adamları ve akademisyenler çalışıyor. Bu akademisyenlerin çoğu aynı zamanda eski CIA ve MOSSAD çalışanları. Mesela Bruce Riedel 2006'da emekli olana kadar CIA'ya çalıştı. Bruce Hoffman RAND Corporation'da karşı terörizm konusunda CIA'ye ve Ulusal Güvenlik Teşkilatı'na dosyalar hazırladı. Bu listeyi uzattıkça uzatabiliriz. İsrail'e yan gözle bakanların bu vakıfta barınma şansı hiç yok. Bir zamanlar bu vakıfta İsrail'i eleştiren birkaç yazı yazan Micheal Scheuer'in ilişiği anında kesildi. Micheal Hubris, Imperial Hubris gibi görece çarpıcı kitaplar yazmış ve Obama'nın 2008 seçim kampanyasında İsrail'e fazla bel bağlamanın olumsuz olacağını söylemişti. 'Tel Aviv Two Step'* isimli bir konuşma da yapan Micheal Scheuer İsrail'in tepkisini çekmiş ve işine son verilmişti. Scheuer daha sonra yaptığı açıklamada İsrail'i eleştirmenin bedelini ödediğini söylemişti.
Bu vakıfta bizim yakından tanıdığımız bir isim daha var: Gareth Jenkins. Ergenekon ve Balyoz davalarını küçümsemek için o kadar yol katedip Türkiye'ye gelen Jenkins de bu vakfın müdavimlerinden. Kendisi aynı zamanda sıkı bir neo-con hayranı. Hadi daha da ileri götürelim, bir MOSSAD çalışanı. Malum Ergenekon'un en sevdiği kesim İsrail sağı ve ABD'deki neo-con'lar. Hep beraber darbe planları yapan, ekonomik krizler çıkartmak için uğraşan, Beyoğlu'nda insanları bombayla öldürmeyi düşünecek kadar gözü dönmüş insanlardı bunlar. Çıkarları uğruna dünyayı kana bulamaktan asla çekinmezlerdi. İsrail, MOSSAD, neo-con'lar, içerideki Ergenekoncular, darbe peşinde koşanlar, ajan provokatörlerin ortak noktası işte bu Jamestown Vakfı. Bu kadar lafı niye yazdık peki? Niye olacak? Emre Uslu bu vakfın CIA ya da MOSSAD'la bağı yoktur diyor ya, üzgünüm ama kendisine yalan söylemişler. Yazılar yazdığı bu vakfın tek amacı İsrail'e hizmet etmek ve ne olursa olsun Tayyip Erdoğan'ı devirmek. Böcek konusu, Erdoğan'a yönelik suikast girişimlerinin arkasını da biraz bunlarla ilintilemek gerekiyor. Onu da kısmetse ileride yazarız. Uslu emniyet istihbaratla arası iyi olan biri. Bazen iyi analizler de yapıyor. Ama belli ki, uluslararası espiyonaj konularına çok vakıf değil. Yoksa Jamestown'un kime hizmet ettiğini bilmemesi imkânsız.
Twitter.com/cemkucuk55
*Yazının detayı için buraya bakılabilir. http://www.antiwar.com/scheuer/?articleid=14221 *Yazının il yayınlandığı Yeni Şafak Gazetesi internet sitesi
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/CemKucuk/bir-israil-neo-con-yapimi-jamestown-vakfi/35625
