Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam'daki AK Parti 20. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda partililere hitap ediyor.
Konuşmasına çözüm sürecine ilişkin "Türkiye'nin çözülmez gibi görünen sorunlarını çözdük. Türkiye bugün artık çok farklı bir sürece geçiş yapmıştır. Türkiye için yeni bir sayfa açılmıştır" sözleriyle başlayan Erdoğan, ekonomideki gidişatla ilgili de şu bilgileri paylaştı:
"2002'de iktidara geldiğimizde enflasyon yüzde 30 seviyesindeydi. Nice hükümet enflasyon sorununu çözeceğiz diye iktidara gelmiş ama katlayarak artırmıştı. On yıl boyunca enflasyonu tek hanede tutmayı başardık. Dün Borsa İstanbul tarihinin en yüksek düzeyine ulaşarak 89 bin seviyesini geçti ve tüm zamanların rekorunu kırdı. Merkez Bankası'nın döviz rezervi rekor kırarak 135 milyar doları aştı. Doğalgaz çevrim santralleriyle kilitli bir halde değiliz. Doğalgazı ısınmada kullanma gayretindeyiz.10 gün sonra 14 Mayıs Salı günü IMF'ye son dilim borcumuzu ödüyoruz ve artık bu meseleyi kapatıyoruz."
Dün Japonya ile imzalanan Sinop'taki nükleer santral anlaşmasına da atıfta bulunan Erdoğan, şöyle konuştu: "3. nükleer enerji santralimizi kendi beyin gücümüzle inşa etmenin gayreti içindeyiz. Tokyo'ya uçuşlar da günde üç sefere çıkarılacak. Artık 2 havalimanı yetmiyor. Yeni havalimanı yılda 100 milyon yolcu taşıyacak. Maliyeti 10 milyon Euro'yu bulacak ve devlete de 22 milyar 152 milyon Euro ödeyecek. Birkaç hafta içinde İstanbul'a 3. Köprü için de temel atılacak. Artık ilk iki köprü otomobillere hizmet edecek. 3. köprüde raylı sistemin olması ayrı bir zenginliğimiz olacak. 29 Ekim'de Marmaray bitiyor."
'MİT mi size bağlıydı, yoksa siz mi MİT'e bağlıydınız?'
"1999'da terör örgütünün elabaşısı İmralı'ya konulup sorgulanırken bir yandan da kendisiyle terörü sona erdirmek için görüşmeler yapılıyor" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terör örgütüyle ilk temas merhum Özal zamanında yapılıyor. Daha sonra merhum Erbakan döneminde de görüşmeler yapılıyor, 28 Şubat'la birlikte kesiliyor. 56. ve 57. hükümet dönemlerinde de İmralı ile temas kurulmuştur. 1999'dan sonra İmralı'yla yapılan görüşmeler zamanında Devlet Bahçeli hükümettedir. Ey Devlet Bahçeli hükümet ortağı olduğun dönemde İmralı ile görüşmeler yapıldı. Bu ihanet midir? Bahçeli, biz hiçbir pazarlığın içinde değiliz. Peki siz o dönem hangi pazarlığı yaptınız? 1999'da Genelkurmay mı size bağlıydı yoksa hükümetiniz mi Genelkurmay'a bağlıydı? Jandarma, MİT mi size bağlıydı, yoksa siz mi onlara bağlıydınız?
Devlet Bahçeli sürekli küfür ederek tarihinden kaçamaz. 1999'daki görüşmelerin ardından İmralı, teröristlerin Türkiye dışına çıkması çağrısı yapıyor. Birileri sınır dışına çekilen teröristlere saldırıyor, süreci sabote ediyor. MHP'nin içinde bulunduğu hükümet terör örgütünün yeniden toparlanması için imkan sağlıyor. Huzur ortamı bozulmasın diye soru işaretlerini şimdilik kaydıyla hep içimize attık. Ahh benim sevgili kardeşlerim, ah benim sevgili milletim kan kusuyoruz ama kızılcık şerbeti içtik diyoruz. Şimdilik içimize attık atıyoruz. İşin içinde iş var. İşin içinde karanlık tezgahlar var. Bu ülkede terör, hiçbir zaman sadece terör olmadı. Millete bugüne kadar hep terörü gösterdiler. Millete bugüne kadar hep terörün kanlı yüzünü gösterdiler. Terör üzerinden milleti tedip etmek, milleti dizayn etmek, siyasete yön vermek istediler. Bugün, biz de aziz milletimiz de artık buna 'dur' diyoruz. Terörü konuşacağız, terörün kanlı yüzünü görecek ve göstereceğiz, terörle amansız şekilde, kesintisiz şekilde mücadele edeceğiz. Ama artık terörü doğuran sebepleri de konuşacağız. Artık kara delikleri de konuşacağız. Artık soru işaretlerine cevaplar arayacağız.
'Kim derdi ki MHP ile İP ortak eylem yapacak'
Bu ülkede terörden rant devşirenler ortaya çıkacak. Kim derdi ki, MHP ile İşçi Partisi aynı safta buluşacak, ortak eylem yapacak. Bayramınız kutlu olsun. MHP Genel Başkanı 'Biz İşçi Partisi'nin yedeği değiliz' diyor, bir yandan da 'İşçi Partisi Genel Başkanı'nı Silivri'den çıkarın' diyor. Akil İnsanlar'a yapılan saldırılarda MHP'liler ile İşçi Partililerin yan yana resimleri elimizde var. Bu tezgah Kahramanmaraş'ta kurulan tezgahla aynıdır. Bize karşı kurulan bu tezgah, Çorum'daki, Sivas'taki, Taksim Meydanı'ndaki tezgahla aynıdır. Statükonun elinde kalan tek dayanak terördür. CHP'nin, MHP'nin elinde kalan tek dal, terördür. Özal ve Erbakan'ın çabaları nasıl engellendiyse bu süreç de engellenmek isteniyor. Biz bu oyunu bozarız ve bozuyoruz."
Akil İnsanlar Heyeti'nin "bazı densizlerce Kurtuluş Savaşı sırasında oluşturulan Heyet-i Nasiha'ya benzettiklerini" belirten Erdoğan, 1 Mayıs olaylarıyla ilgili ise şunları söyledi:
"Bunlar İrşat Heyeti'ni ya unuttular veya işlerine gelmiyor. TBMM tarafından kurulan İrşad Heyeti halka doğruları anlatmak için oluşturuldu. Biz de işte İrşad Heyeti'ni oluşturduk, Akil insanlar Heyeti... Bir ayda Akil İnsanlar Heyeti'ne karşı eylemlere katılan kişi sayısı 4 bin 980 kişi... Çoğu MHP'lilerden oluşan ve farklı yerlerde aynı yüzlerden oluşan 4 bin 980 kişi, diğer yanda 76 milyon kişi. Bahsettiğim tezgahta malum medya da rol alıyor. Aynı tavrı 1 Mayıs'taki gösteriler için de gösteriliyor.
'CHP'nin gazı zehirler'
Ellerinde sapan, taş, bilye olan yüzleri maskeli, üniformalı teröristler çiçek çocukları. Polis faşist... Ondan sonra Başbakan bağırıyor, çağırıyor... CHP, 1 Mayıs'tan önce tüm o marjinal gruplara gaz verdi. CHP'nin gazı polisin gazından kuvvetlidir. Polisin gazı göz yaşartır, CHP'nin gazı zehirler. Belki yarın Taksim miting alanı olmayacak. İstanbul'da yeni miting alanları yapıldığında Kadıköy'de de mitinge izin vermeyeceğiz. Yargı sapanla taş atanları bırakıyor. Sen o taşları, demir bilyeleri kullananları bu kadar rahat bırakırsanız bu ülkede terörle mücadele zorlaşır."