Kendisine maaş bağlattı
Verdiği, istihbaratçıların kayıtsız kalamayacağı türden bilgiler o zamana kadar sıradan bir kaçak göçmen konumunda olan Al Janabi'ye artık özel önem gösterilmesini gerektiriyordu. Zindorf'taki kalabalık ve konforsuz kamptan alınarak kendisine koruma tahsis edildi ve mobilyalı rahat bir daireye taşınması sağlandı. Artık emrine amade bir Mercedes'i ve onu sürekli hoş tutmakla görevli beş koruması vardı. Artık politik sığınmacı olmuş, BND ajanları tarafından korunmaktaydı. Üstelik kendisine maaş da bağlanmış, hatta gece kulüplerine bile götürülmeye başlanmıştı. Ne de olsa çok değerli bir bilgi kaynağıydı. BND'nin sadece onun için yaptığı harcama zamanla 1 milyon 200 bin euro'ya ulaşacaktı. Daha iyi şartlara kavuşan ve korumaya alınan Al Janabi giderek iddialarını derinleştirmeye başladı.
Anlattıklarına göre Saddam Batılılar tarafından bulunmaması için kimyasal ve biyolojik silah tesislerini 1995'ten sonra mobil tesisler haline getirmeyi düşünmüştü. Testler iki yıl sürmüş, 1997'de kamyonlar tesis haline dönüştürülmüş ve BM müfettişlerinin bulma imkanı azaltılmıştı. Bu arada Al Janabi de anlattığına göre bu projenin sorumlusu olmuştu. Bu mobil tesislerde şarbon ve veba gibi virüslerin silah olarak üretimi başarılı olunca Saddam altı gizli tesisin daha kurulmasını istemişti. BM müfettişleri dolaştıkça kamyonlara gizlenmiş mobil tesisler yer değiştiriyordu. Ancak onun da çuvallayacağı bir an gelecekti.
Nitekim tesislerin yöneticisi olarak gösterdiği isimlerden biri şans eseri Dubai'de bulununca işler değişti. Al Janabi'nin ismini verdiği adam başka işle uğraşıyordu, üstelik de tesislerin malzemelerini teminle görevli olduğunu iddia ettiği oğlu ise henüz bir çocuktu. Zamanla verdiği başka bilgilerde de tutarsızlıklar olduğu ortaya çıkınca Almanların Al Janabi'ye güveni sarsıldı. Bunun üzerine BND sekiz ay boyunca Al Janabi ile görüşmeleri kesti. O artık sıradan bir göçmen haline dönmüştü. Karlsruhe kentinde Burger King'de bir iş bularak çalışmaya başladı, 2002 yılında da kendisi gibi Tunuslu bir göçmenle evlendi.
CIA uyarıldı
Alman istihbaratının artık ilgilenmeyi kestiği Al Janabi dosyası normal olarak tam bu noktada bitecekken 11 Eylül saldırıları gerçekleşti. İşte bu olay her şeyin sıradan bir casusluk sahtekarlığı olarak kalmasını engelledi. Washington'da iktidara neo-con'ların Saddam'a karşı her yola başvurmaya niyetleri vardı ve değeri ne olursa olsun Al Janabi'nin ifşaatlarından yararlanmak istiyorlardı. 2002 yılında CIA, BND ile temasa geçerek Iraklı ifşaatçı ile yeniden temas kurulmasını istedi.
Al Janabi'nin iddialarını okumuşlar ancak daha fazla bilgi edinmek amacındaydılar. Bunun üzerine Al Janabi yeniden sorgulamaya alındı ancak bu defa anlattıklarında ufak değişiklikler vardı. Örneğin artık Saddam'ın gizli projesinin sorumlusu olmadığını sadece küçük bir asistan olduğunu ileri sürüyordu. İlk ifadesiyle şimdiki arasında yeni tutarsızlıklar ortaya çıkıyordu. Nitekim sinirlenen Al Janabi, BND ile teması kesti. Iraklı ifşaatçının verdiği bilgilerin doğrulanamadığı CIA'ye bildirildi. Ancak neo-con'lar çoktan bunları kullanmaya başlamış, hatta Saddam'ın kimyasal ve biyolojik tesislerinin varlığına dair "çok güvenilir" istihbari kanıtlar bulunan bir dosyayı kongreye sunmuşlardı bile.
Bu arada Alman istihbaratının araya girmesine rağmen Al Janabi, CIA ile görüşmeyi reddetmişti. Verdiği bilgilerin sağlığı oldukça şüpheliydi ancak yine de bu kadar tutarlı detayı nasıl bildiği akıllarda soru işaretleri uyandırıyordu. Nihayet CIA'in o dönemdeki başkanı George Tenet bizzat BND'ye başvurarak Al Janabi ile görüşmek ve dosyasındaki bilgileri kullanmak istediğini söyledi.
BND, Al Janabi'yi CIA ile görüşmeye ikna edemediği gibi, CIA'ye verdiği cevapta da dosyadaki bilgilerin teyit edilememiş güvenilmez bilgiler olduğunu ısrarla belirtti. Ancak tüm bu uyarılara rağmen Saddam'a karşı bir kanıta ihtiyaç duyan Washington, Iraklının ifşaatlarını kullanmayı tercih etti. Nihayetinde Saddam'ın elinde mobil kimyasal silah tesisleri olduğuna dair bilgiler CIA'ye dayandırılarak önce kongreyi, ardından da Colin Powell tarafından BM'yi ikna etmek için "teyit edilememiştir" kayıtları görmezden gelinerek kullanıldı.
Irak'ın işgalinin hemen sonrasında CIA'in Rafid Al Janabi soruşturması devam etti. Onu tanıyan 60 civarında yakını üzerinden yapılan soruşturma her şeyi ortaya çıkardı ancak iş işten çoktan geçmişti. Al Janabi gerçekten de kimyacıydı ancak bölümünü birinci olarak değil sonuncu bitirmişti. Gerçekten bir tohum üretim tesisinde çalışmış ancak burada sadece üç ay asistanlık yapmıştı. Üstelik en yakın arkadaşı onun doğuştan yalancı olduğunu söylüyordu. Daha da ötesi Al Janabi'nin kimyasal bir projede değil tam tersine bir film şirketinde çalıştığı oradan da hırsızlık nedeniyle kovulduğu ortaya çıktı. Buradan kovulduktan sonra
BİROL BİÇER
birol.bicer@aktuel.com.tr