Leyla Alaton, açık sözlülüğüyle tanınan bir iş kadını… Alarko Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı… Deyim yerindeyse varlık içinde dahi yokluğu anlayabilecek kadar zarif yetiştirilen, savaşlar görmüş bir ailenin ilk çocuğu… Girişimcilik hayatına Amerika'ya kemer satarak başlayan ve birkaç sene önce adını "Geleceğin Liderleri" listesine yazdırabilecek kadar da başarılı bir iş kadını… Aynı zamanda yer aldığı sosyal sorumluluk projeleriyle elinden geldiğince insanlara faydalı olmaya çalışan ve bu sayede kendini daha mutlu hisseden bir anne…
Alarko'yu başarıdan başarıya taşıdınız… Bu yolda ilerlerken bir kadın olarak neler yaşadınız?
Girişimci ruhum beni hep farklı ve güzel iş modellerine yönlendirdi. Bir işinsanı olarak girişimciliği destekleyen pek çok projede yer almaya büyük önem veriyorum. Alarko'da özellikle profesyonelleşmeyi ve kurumsallaşmayı çok ön plana çıkardık. Profesyonelleşmiş şirket yönetimini seçtik. İşler; yetki verme ve delege etme çerçevesinde bir yönetim şekli ile yürütülüyor. Böyle bir yapıda benim ağırlıklı olarak görevim bir yerden sonra PR odaklı oluyor.
Hiçbir işe birilerinden destek görerek girişmedim. Kimsenin de bu güvenceyle iş dünyasına atılmasını tavsiye etmem. En başta kendinize güvenmeniz ve inanmanız gerekiyor. Azimle, sebatla belli bir hedefe yönelerek ve onu iyi bir şekilde belirleyerek, planlı programlı ilerlemek gerekiyor. Danışabileceğiniz, başınız sıkışınca fikir alabileceğiniz, size vizyon verebilecek, danışabileceğiniz birinin olması da çok önemli.Benim en önemsediğim şey, daha doğrusu kendi başarımda gördüğüm en önemli neden; hiçbir zaman üşengeç olmadım. Hiçbir şeye üşenmedim. Hiçbir şekilde ne bir işi, ne bir insanı küçümsedim. Bence bu iki konu o kadar önemli ki, üşenmemek ve küçümsememek. Ne insanları küçümsemek ne de işleri küçümsemek… Çünkü o küçümsediğiniz olayların sonrası sürprizlerle dolu olabiliyor.
Türkiye'nin en önemli kadın girişimcilerinden birisiniz… Sizi bu yolda en çok cesaretlendiren neydi?
Benim girişimcilik öyküm çok genç yaşlarda başladı. Öğrencilik yıllarımda Amerika'da master yaparken, kendimi başarılı bulduğum ve gelecekteki başarılarımın zeminini oluşturan çalışmalarım, ilk girişimcilik adımlarım oldu. Babam da büyük destek verdi. Kendi ayaklarım üzerinde durabilmem için yüreklendirdi.
Girişimcilik sürecinde yaşadıklarım, bana çalışma hayatında kadınların da var olabileceğini ve başarının sırrının da azim olduğunu gösterdi. Başarılı sonuçlar almak ise beni hep kamçıladı. Her insanın önünden yüzlerce yıldız geçer. Kimisi bunu yakalarken kimisi elinden kaçırıverir. Ben bu yıldızları elimden kaçırmama gayretindeyim.
İş kadını olmanın zorlukları ve kadın olmanın avantajlarını yaşadınız mı?
Fikirlerimle var olan bir kadınım. Her zaman öyle oldum. Kadın olmanın avantajını kullanmayı çok sığ buluyorum. Bir kadın için kendinin farkında olmak, limitlerini bilmek ve hayır demeyi öğrenmek çok önemli… Bizim kuşağımızdaki kadınlar herkesi memnun etmeye çalışıyor; Etrafına iyi görüneceksin, herkes senden iyi bahsedecek... Hem iyi anne, hem iyi kariyer yapan, hem de kayınvalideyi memnun eden kısaca "süper kadın" olacaksın. Bu durum, kadın için büyük bir baskı yaratıyor. Ancak genç kuşak öyle değil neyse ki. Kendi parasını kazandıkça, kendi hayatına yön verdikçe artık kendini korumaya aldı. Daha az kırılgan oldu, kabuğu artık daha sertleşti.
Kredilerle aranız nasıl?
Kendi açımdan bugüne kadar kredi kullanmak gibi bir zaruriyet doğmadı. Ancak mikro kredi alıp mucizeler yaratan kadınlar var. On yılda 62 bin kadın mikro kredi alıp iş kurdu. Geri dönüşüm yüzde 100. Kadınların daha fazla iş hayatında olmasına katkı sağlayan kredi sistemlerini takdir ediyorum.
Bankacılar seviyor mu sizi?
Sevmezler. Özelde ne kredi alırım, ne de ödemelerimi geç yaparım. Bankalar için hiç ilginç ve faydalı bir müşteri değilim dolayısıyla…
Anne olmak işinizdeki motivasyonunuzu nasıl etkiliyor?
İş dünyasındaki başarılar insana büyük tatmin yaşatıyor. Ama bununla beraber bugün sahip olduğum iki oğlum, ailem, hayatımdaki en güzel ve en anlamlı şey benim için. Onlar çalışmalarımda motivasyonumu olumlu yönde etkiliyorlar kuşkusuz.
Güne erken başladığım için birçok işimi gün içinde hayata geçirebiliyorum. Seyahatlerimde veya çoğu projemde çocuklarım da yer alıyor. Özellikle kültür ve sanat faaliyetlerinde beraber olmamız gerektiğini düşünüyorum. Kariyerde bir doygunluğa geldiğinizde çocuklarınıza daha kaliteli vakit ayırabiliyorsunuz. En azından artık bazı şeylerin içinde olmamayı seçmek gibi bir lüksüm var.
Hedefleriniz nedir?
Hayatımda kadın hakları ve sanat, en önem verdiğim konuların başında yer alıyor. Sanatla kadın arasında da büyük bir bağ var. Galericilerin çoğu girişimci kadınlar… Çok sayıda kadın sanatçı da var. Onlar sanatlarıyla var olmak isteyen ama aynı zamanda geçinmek durumunda olan kadınlar. Nereden dokunsan işin ekonomik boyutu da var, manevi boyutu da. Onun için ben bu iki konuyu her zaman çok önemsedim.
Genç kadın girişimcilere/ iş kadınlarına öneriniz nelerdir?
Kadınların cesaretle, risk almaktan korkmadan iş dünyasına atılmalarını tavsiye ediyorum. İnandığınız müddetçe başarısız olmanız mümkün değil. Her kadın başarılı olabilir, yeter ki doğru ve iyi bir planlama yapsın. Ayrıca öncelikle hizmet sektörü kadınlar için en uygun sektörlerden biri. Kendinizi donatın ve mümkünse yapacağınız işi önce büyük bir şirkette öğrenin. Bu başkasının yüzünde traş olmayı öğrenmeye benzer. Büyük bir şirkette çalıştıktan sonra eğer girişimci olmak istiyorsanız, kendi yağınızla kavrulmak istiyorsanız, risk almak istiyorsanız, bağımsız olmak istiyorsanız evet kendi işinizi kurmanızın zamanı gelmiş demektir. Çok büyük sermayeler gerektirmeyen; bir kira, bir bilgisayar hatta Home Office denilen tarzda evden de yapılabilecek işlerle girişimciliğe adım atabilirler.
Röportaj: SİNAN ÖZEDİNCİK