Kjerstin Gruys'un "Mirror, Mirror Off the Wall: How I Learned to Love My Body by Not Looking at It for a Year" (Ayna Ayna Söyleme Bana: Bir Yıl Aynaya Bakmadan Kendimi Sevmeyi Nasıl Öğrendim) isimli kitabını yazmasına neden olan şeyin, elbette sosyolog olmasıyla bir ilgisi vardı. Toplumsal eğri ve doğrulara eleştirel gözle bakan Gruys'u asıl çileden çıkaransa, Ekim 2011'deki düğünü öncesinde yaptığı gelinlik alışverişi oldu. San Francisco'da sosyolojik araştırmalar yapan 30 yaşındaki Gruys'un kitabının hikayesi, aslında 12 yıl öncesine, anoreksiyayla mücadelesine dayanıyor.
Lise yıllarında fazla kilolarını veren ve üniversiteye geldiğinde zayıf görüntüsüyle tüm çevresinin "takdirini" kazanan Gruys'un kiloyla mücadelesi, onun böbrek yetmezliği çekmesine kadar uzandı. Psikolojik destek alan Gruys, aldığı ilaçlar nedeniyle kilo alınca bu kez aynalara düşman oldu. Artık aynalara bakmak onda olumsuz düşünceleri çağrıştırıyordu. Ama asıl kopma noktası, uzun yıllardır birlikte olduğu erkek arkadaşı Michael Ackermann ile evlenme arifesinde yaşandı.
Kendisinden dinleyelim: "Ben de sıradan her kız gibi, geleneksel bir düğün hayal ediyordum. Hemen düğün organizasyonuna başladım. Davetliler listesi, yemek menüsü derken, işin önemli kısmı, yani gelinliğe gelince sorunlar yaşamaya başladım. Pek çok gelinlik denedim. Hatta üç tane gelinlik satın aldım. Ama aslında hiçbirinin içinde kendimi iyi hissetmiyordum. Aynadaki görüntümden nefret ettim. Ama daha sonra görüntümden nefret ettiğim için kendimden nefret ettim. İşte orada bir karar aldım. Sürekli kendime 'Çirkin miyim?' sorusunu sormaktansa daha önemli şeyler üzerine yoğunlaşmalıydım. Bunun için de aynaya bakmayı bırakıp kendime gelmem gerekiyordu." Bu süreçte Gruys'un, şimdi eşi olan erkek arkadaşı da onu destekledi. Ve Gruys, aynasız geçen günlerini yazıya, yani günlüğüne not düşmeye başladı. Aynalardan kaçmak tabi ki kolay olmadı. Aynalar her yerdeydi. Banyoda, yatak odasında, sokak köşelerinde… İşe banyodaki aynayı kapatmak ve sokakta bir şekilde aksinden kaçmakla başladı. Tüm bu süreç boyunca yalnızca araba kullanırken dikiz aynasını kullandı o kadar. Yaşamının diğer süreçlerini aynasız düzenledi.
"İnsan kendi aksini görmeyince, kendi varlığını sorgulamak gibi garip düşüncelere de kapılıyor" diyen Gruys, kıyafet alışverişiniyse arkadaşları ve ailesinin kendine "ayna görevini" üstlenmesiyle yapmış. Gruys, düğününde bile aynaya bakmadı. Gruys, bir yıllık aynasız deneyiminin güvensizliklerinden mümkün olduğunca sıyrılarak hayattaki daha önemli konulara odaklanması gerektiğini öğrettiğini söylüyor.
ŞULE GÜNER / AKTUEL