Bir zihni sinir projesi geliştirelim: Telefon numarasını bulundurmak istediğiniz tüm insanları, telefonu andıran dev bir kutunun içine doldurun ve kutudaki tuşlar üzerinden kafaların üstüne doğru bastırdığınızda, hangi kişinin kafasına bastırılıyorsa,o kişinin telefon numarası bir projektöre yansıtılsın.
Bu projeye neden gerek gördüğümü anlatacağım,ama önce bikaç başka şeye değinmek istiyorum.
Günümüz insanının teknolojiyle imtihanı iki çeşittir:
1)Şifre unutmak,kaybetmek...
2)Telefon rehberinin uçması...
Ne hayaller,ne özlemler,ne "hikaye"ler bu "imtihan"ların duvarlarına çarpıp eriyip gitmiştir kimbilir... Elbette, her ikisine karşı da "korunmak" kolaylaşıyor. Telefon rehberini yedeklemenin sayısız yöntemi var artık. Şifreyi de bir şekilde not alırsın,bir formül bulursun. Ancak teknolojinin sağladığı tüm kolaylıklara rağmen,birçoğumuz kendimizi yeterince güvenceye almıyoruz. "İstenmeyen bir hamilelik"ten korunmak ne anlama geliyorsa, bu tarz bir" istenmeyen olay"dan korunmak da bazen aşağı yukarı o anlama gelebilir.
2008'den bu yana,1 kez telefonum çalındı(2008),1 kez kayboldu(2011),1 kez de nedenini çözemediğim bir şekilde,(Riga'da 2 gün kaldığım bir otelde) rehber uçtu(2013). Tam 3 defa, rehberi baştan oluşturmam gerekti.
Bazı kayıplar,aslında kazanım gibidir. Oluşan boşluk sayesinde,hayatınıza yeni bilgiler,yeni perspektiflerin girmesinin kapısı açılır. Telefon rehberinin uçması, genelde böyle bir etki yapmaz. Bir dönüm noktasıdır evet, ama kişiye sadece zarar veren,en ufak bir esprisi olmayan bir dönüm noktası.
Günümüzde, telefon numarasının büyüsü, "biriyle sesli iletişim kurabilmek","birinin sesine ulaşmak" üzerine kurulu değil. Skype var,Facebook var,telefon numarası olmadan da biriyle sesli iletişim rahatlıkla mümkün. Eskiden telefon kelimesi aklımıza daha çok "sohbet" veya "arkadaşımızın sesi" kavramını getirirken, şimdi daha çok banka hesabımızı getiriyor. Tabii asıl anlatmak istediğim mesele bu dönüşümle de ilgili değil, ben biraz daha romantik,melodramatik,fantastik şeylerle ilgiliyim.
Birinin telefon numarası sizde kayıtlı olduğunda,kendinizi o kişiye dokunmuş, numarayı kaybettiğinizde o kişiyle olan bağlantınızı yitirmiş gibi hissettiğiniz olur mu hiç? Birinin telefon numarasına bakmanın,bakabilme gücüne sahip olmanın, o kişinin kendisine bakmaktan,bakabilme gücüne sahip olmaktan daha önemli geldiği olur mu? Büyük ihtimalle aylarca aramayacağınız,mesajlaşmayacağınız bir telefon numarası,sadece telefondaki varlığıyla,içinizde bir enerji kaynağı olabilir mi?
Telefon numarasının amaç,ona sahip olan kişinin kendisinin araç gibi bir konuma gelmesinden söz ediyorum... Belki o numarayı aylarca aramayacağınızdan emin olsanız bile,onu bulundurmaktan hoşlandığınız oldu mu? Sadece numaraya bakmak için.
Evet, artık bir telefon numarasının sağladığı "imkan ve özgürlükler" daha geniş ve renkli: Birinin whatsapp'te en son ne zaman çevrimiçi olduğuna,profil fotoğrafını değiştirip değiştirmediğine bakmak, bazen o kişiyle "iletişim kurmak"tan daha büyük bir "iletişim değeri" taşıyor. Bir kişinin operatör tercihi,hattının küçük numaralı olup olmaması üzerinden yaşam tarzına,kişiliğine dair tahminler üretebiliyoruz. Hatta şunu da ekleyelim(gerçi bu çocukluğumdan beri söz konusu olan bir durum): Sabit hat söz konusuysa,telefon numarası üzerinden, birinin adresini, o adresteki eskiliğini-yeniliğini vb. bir ölçüde kestirebilirsiniz.
Fakat bunların hepsinden daha özel, derin,klasik bir zevk var: Bir telefon numarasına sahip olmanın tatmin duygusu. İletişime geçeceğinizden değil,belki whatsapp'tan pasif şekilde takip edeceğinizden de değil,sadece "sahip olmak" adına. Sahip olmanın "pasif" güzelliği,zevki adına. Alt alta akıp giden isimlerin,sayısal dizilerin (reel bir sosyal yaşamın veya etkileşimli-sanal bir sosyal yaşamın renkliliğinden daha gerçek bir renklilik içeren) bir gökkuşağı oluşturmasının mutluluğu adına... "Beni telefon numaranla baş başa bırak,sen olmasan da olur" gibi bir ruh halinden söz ediyorum.
İşte böyle baktığımızda, roller tersine dönüyor, telefon numaraları birer "amaç"a,kişiler de bizi telefon numaralarına ulaştıran birer araça dönüşüyor. Baştaki zihni sinir projesini de, telefon rehberimi son kaybedişimin ardından, böyle bir ruh haliyle düşündüm.