Rengârenk bir alan… Ortasında açık ofisler, birtakım gençler büyük bir heyecan ile kâh bilgisayar başında kâh ellerindeki elektronik
devrelerle bir şeyler yapmaya uğraşıyorlar. Açık ofislerin dışında etrafa serpiştirilmiş beş ofis, kapılarının üstlerinde yeni kurulmuş olan firmaların isimleri… Etrafta yeni geliştirilmiş olan ürünlerin yarışmaya girecek prototipleri… Haftanın yedi günü 24 saat açık olan bu ortamda çalışan insanların dinlenmesi için ayrılmış odada ise Playstation konsolları ile karşılaşıyorsunuz…
Alışılmışın dışında farklı bir çalışma ortamı yaratan ve dünyada örnek gösterilen Google binasının bir bölümü değil burası. İTÜ bünyesinde yer alan "Arı Çekirdek 3" binası. Geçen sene İTÜ bünyesinde Arı Çekirdek adıyla başlayan teknolojik ürün geliştiricilerin katıldığı yarışma ile oluşturulan ekosistemin bir sonucu. Arı Çekirdek yarışması geliştirdikleri ürünlerle teknoloji tabanlı işletmeler kurmayı amaçlayan Türkiye'nin her yerinden kâh üniversite öğrencisi kâh mezun pek çok kişiye açık. Aktüel olarak geçen sene ilki yapılan yarışmada projeleri ile birinci ve ikinci olan ve 14 Aralık'ta yapılacak bir sonraki yarışmada iddialı olan girişimciler ile bir araya geldik.
"SIVI ZIRH DÜNYADA RAKİPSİZ" (2012 ikincisi)
Aynı mahalleden, savunma dergisi müptelası 10 yıllık iki arkadaş, okudukları iki ayrı üniversiteyi bitirirken kafa kafaya verip geliştirdikleri, balistik silahlara karşı dayanaklı zırhla dünyada bir ilke imza attılar. Ortalama yedi yıl içerisinde uluslararası patent alıp rakipsiz ürünlerini dünya piyasasına sunmaya hazırlanıyorlar.
Geçen sene düzenlenen Arı Çekirdek yarışmasında ikinciliği göğüsleyen Koç Üniversitesi'nden Emre Tok ve Sabancı Üniversitesi'nden Alper Keçeli, Türkçe adı " kesme kuvveti uygulayan sıvı" olan akıllı malzemeyi çelik yeleklerde kullanılan balistik kumaşlarla senkronize hale getirmiş. Böylece mevcut çelik yeleklerden beşte 2 oranında daha hafif ve oldukça dayanaklı bir ürün geliştirmişler. Balçık kıvamındaki bu sıvının özelliği ise balistik bir mermi darbesi ile karşılaştığı anda son derece sertleşip, darbenin ardından yeniden sıvı hale geçmesi. Böylece koşarken yahut yürürken sertleşip insan hareketini sınırlamıyor. Girişimcilerimiz çok iddialı, "Dünyada bizim geliştirdiğimiz ürünün bir başka örneği yok, rakipsiziz çünkü bütün dünyada sadece 10 yıldır üzerinde çalışılan bu materyal ile üretilen ürünler kısa sürede çöküyor ya da darbe esnasında yeterince sertleşmiyor, piyasaya sürülebilecek bir ömürleri olmuyor.
Bizimkisi ise bu olumsuzlukları aşan ve en az üç yıl kullanılabilecek durumda olan bir ürün olacak" diyorlar. Dünyada rakipsiz olduklarını söyledikleri bu ürünün ortaya çıkış hikâyesi de çok ilginç. Üniversitede dört yıl boyunca laboratuvarda yatıp kalkan malzeme mühendisliği öğrenci Alper, malzemenin darbeler karşısındaki bu özelliliğini keşfedince hep meraklı olduğu savunma sanayinde uygulanabilirliğini araştırmaya başlıyor. İlk önce saldırı amaçlı, iz bırakmayan bir balistik mermi üzerinde çalışıyor fakat bu silahın yanlış ellerde ciddi sıkıntılar oluşturabileceğini düşünerek bu amacından vazgeçip projenin fikri temellerini atıyor. Sonra da endüstri mühendisliğinde okuyan arkadaşı Emre'ye giderek fikrini paylaşıyor. Sonrasında ise ilk laboratuvarlarını Alper'in mali müşavir olan annesinin ofisindeki 20 metrekareden daha küçük bir odada kuruyorlar. "Ellerimizde eldivenler ve kimyasallar ile oldukça garip karşılanıyorduk" diyor her ikisi de. İlk başlarda sert bıçak darbeleri ile test ettikleri ürünlerini balistik silahlarda denemek için bu sefer İstanbul'da dolaşmadık atış poligonu bırakmıyorlar.
Gittikleri poligonlarda hedefler üzerine levhalar yerleştirip öyle atış denemeleri yapan bu gençler orada da kendilerini garipseyen ve onlardan kuşku duyan işletmecilerle karşılaşıyorlar. Hatta bu yüzden sürekli poligon değiştiriyorlar. Bu alanda dünyada çalışan tek prototipe sahip olan gençler şu anda çok ciddi talep aldıklarını söylüyorlar. Akıllı malzeme grubuna giren ve dünyada üzerinde çok az çalışma yapılan bu sıvının, bu şekilde kullanımını danışma sıkıntısı yaşayarak deneye yanıla geliştiren bu gençlerin şu anda Arı Çekirdek'te Bellum adlı şirketleri var. Uyarılar neticesinde güvenlik gerekçesi ile fotoğraf veremeyen bu ekibin bu aşamada kalma gibi bir niyetleri yok. Daha güçlü silahlara da direnç gösterebilen ikinci bir teknoloji için kolları sıvamış durumdalar.