50 milyon 400 bilet, 2012'ye göre yüzde 12 artan ve 504,3 milyon liraya ulaşan gişe geliri (yabancı filmler dahil), 2 bin 100 sinema salonu, 84 yapımcı ve 2 milyar dolarlık hacim... 100'üncü yılını kutlamaya hazırlanan Türkiye sinema sektörü, yerli filmlerin gişe başarısının rüzgarıyla Yeşilçam'dan bu yana en parlak günlerini yaşıyor. Öyle ki 2013'te en çok seyredilen ilk 10 filmin dokuzu yerli yapımdı; 50 milyon biletli seyircinin 29 milyonu yerli filmleri izledi. Geçen yıl çekilen 95 filmden 86'sı sinemalarda gösterildi. 2014'te bu rakamın 100'e ulaşması bekleniyor. Kültür Bakanlığı'nın desteği (2005'ten bu yana 267 projeye 59,5 milyon lira), sponsor ilgisi ve çekim maliyetlerinin görece düşük olması her sene daha çok filmin çekilmesini sağlıyor.
Üstelik sinema, eskinin aksine karlı bir iş haline geliyor. FORBES'un yaptığı hesaplamaya göre bütçesi 2,6 milyon liranın altında olan her filmin ortalama bir gişe başarısıyla kar etmesi mümkün. Aslında çoğu yapım da maliyetini sponsorlardan sağladığı için vizyona girdiğinde -en azından- ciddi zarar yazmıyor. Sektördeki genel kabul de sponsor destekli bir filmin 50-100 bin seyirciyle kar edebileceği yönünde
(2013'te film başına ortalama 335 bin seyirci düştü). Nihayetinde işin ticarileşmesi, bir dönem yabancı film istilası nedeniyle gösterime girecek salon bulamayan Türk sinema dünyasındaki ana tartışmayı, içeriğin kalitesine evriltmiş durumda. Komedi filmlerinin ezici başarısı bu
tartışmayı hazırlayan temel motivasyon. Ama Türk sinemasındaki başarı kriteri çok net: Güldüren kazanır…