Mustafa Koç Hürriyet'e konuştu.
Her bir satırı itiraf gibi.
Dağları, tepeleri, denizleri, okyanusları aşıp Pensilvanya'ya gitmiş.
Fethullah Gülen'in elini öpmüş!
Güneş batıdan doğsa, dünya tersine dönse inanır mıydınız?
Tamam, "Mustafa Koç gizli şakirt!" diye cemaati inandırmışlar.
Peki ya milleti nasıl inandıracaklar?
Ziyaret mayıs ayının başında gerçekleşmiş. Sonunda da Gezi kalkışması yaşandı.
Fotoğraftaki eksik kareler bir bir ortaya çıkıyor.
Manidar!
"Tespih de geldi, ananas da" diyor.
Ananaslar da çok lezzetliymiş.
Öve öve bitiremiyor.
Görünen o ki, aşk tek taraflı değil.
Kırk yıl düşünseniz Koç'un Türkçe olimpiyatlarına sponsor olacağı aklınıza gelir miydi?
Dahası var.
"Büyük İstanbul sermayesi aylardır toplantı yapıp, Mustafa Sarıgül'ü CHP'nin başına getirmeye çalışıyor" iddialarına bakın ne diyor?
"Sarıgül'ü getirmek bize mi kaldı?" diye başlıyor, "Kendisi gayet başarılı Şişli Belediye Başkanlığı yaptı, şimdi de İstanbul'a aday" diye övgüler düzmeyi de ihmal etmiyor.
Sahi, hangi başarıymış bu?
Ve Mustafa Koç'a birkaç kritik soru.
17 Aralık operasyonundan haberi var mıydı, yok muydu?
Şirketlerine yönelik denetimleri, kendisine önceden kim haber verdi?
Paralel yapı ona da şantaj yaptı mı?
Al sana tarihi itiraf!
Zaman Gazetesi'nin internet sitesi manşet yapmış.
Neymiş efendim; tarihi itirafmış, Erdoğan bütün yasaları paralel yapıyla mücadele etmek için çıkarmış?
Peh ki peh!
Kuzum ne sanıyordunuz, süne ve zararlılarıyla mücadele için çıkarıldığını mı?
Yahu Erdoğan aylardır gittiği her yerde açık açık söylüyor zaten.
"Ulusal güvenliğimizi tehdit eden bu yapıyı, yılanın deliğine de girse bulacak, çıkaracak ve yargıya teslim edeceğiz"diyor.
Neyin itirafı?
İtiraf olan bir şey varsa o da manşetin ta kendisi.
Yakalandınız beyler.
Çok kötü yakalandınız.
Bu nasıl bir körlüktür ki, Erdoğan'a vuracağım derken kendi ayağınıza sıktınız?
Paralel yapının varlığını manşetten kabul ettiniz.
"Paralel yapıyla mücadele ediyor, bunun için kanun çıkarıyor" diye, bas bas bağırıyorsunuz.
Kuzum paralel yapıdan size ne Allah aşkına?
Mesela yani!
Bu da 'deviremedik' itirafı
Gezi'nin hedefi Erdoğan'ı devirmekti.
Kendilerinden çok emindiler. Bu iş tamam sanıyorlardı.
Kazlıçeşme'de bir buçuk milyon insanı görünce hayalleri suya düştü.
Kahrettiler.
Ama boş durmadılar.
Kazlıçeşme'yi itibarsızlaştırmak için çok yırtındılar.
Hatırlayın, mahşer yerini andıran o görüntüler için, "montaj" demişlerdi.
CNN de o görüntüleri Taksim diye yutturmaya çalışmıştı.
Ama olmadı.
Sonra 17 Aralık darbesi geldi. Hedef yine Erdoğan'dı.
"Gezi'de olmadı ama bu kez tamam" diyorlardı.
Zira bu kez cemaati de yanlarına almışlardı.
Erdoğan meydanlara çıkınca bir kez daha hayalleri suya düştü.
Ardından da itiraf gibi o yalan geldi.
Tweetleri iki katına çıkarmakla "görevli" arkadaşlar, Balıkesir'deki kalabalığın "montaj" olduğu yalanını yaymayla başladılar.
Yetmiş beş milyonun canlı yayında izlediği görüntüler için utanmadan sıkılmadan "montaj" dediler.
Tamam Allah'tan korkmuyorsunuz da kuldan utanın bari.
Ne acıdır ki, kendileri dışında bu yalana bir tek Devlet Bahçeli inandı.
