Gidenlere bakıyorsunuz…
Hiç kimse onlar için hiçbir olumsuz atıfta bulunmuyor.
Akçalı işlere karıştıklarını söylemiyor.
İhale yolsuzluğundan, Yüce Divan ihtimalinden dem vurmuyor.
Daha önemlisi… Kimse giden bakanlar için
"başarısız" diyemiyor!
***
Kim başarısız mesela?
İç İşleri Bakanı İdris Naim Şahin mi? Halk ve istatistikler hiç böyle demiyor ama!
Ömer Dinçer mi başarısız?
Güldürmeyin adamı… Onun yaptığı reformları onu eleştirenlerin hayalleri almaz.
Sağlık Bakanı Akdağ? Bırakın Türkiye'yi, dünyanın en başarılı
Sağlık Bakanıydı o.
İnanmayan uluslararası sağlık raporlarını okusun.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay? Bakanlığını ibra etmeye sadece
Antep'te yaptırdığı müze yeter.
***
Gelenlere bakıyorsunuz… Kimse onlar için olumsuz bir şey söyleyemiyor.
Tertemiz hayatlar… Başarılı kariyerler.
İşte sadece
Ak Parti'nin değil, tüm
Türkiye'nin
Nabi Hoca'sı.
Milli Eğitim Bakanı.
Ömer Çelik… Bir yabancıya
Ortadoğu'da egzistansiyalizmin niye gelişmemiş olduğunu anlatabilecek nadir entelektüellerden birisi.
Kültür Bakanımız… Yeni
İç İşleri Bakanı Muammer Güler… Devletin imbiğinden süzüle süzüle devlet adamı olmuş bir isim.
Ve yeni
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu?
Ak Parti'yi
İstanbul'da örgütlemek gibi çetrefilli bir işi başaran birisi.
***
Amacım giden ve gelen bakanları övmek değil… Bu tablodan
Türk siyaseti için bir ders notu çıkartmak istiyorum: "Merkez sağ niçin bitti?" diyenler… "Bu
CHP niçin iktidar olamıyor?" sorusunu soranlar… Ve tabi " Bu
Ak Parti niye hala iktidarda?" takıntısıyla hayatı kendine zehir edenler, şu tabloya iyi bakmalılar.
Gidenleri de, gelenleri de "başarılı ve temiz insanlar" diye nitelendirilen bir parti niçin kaybetsin?