Oysa ne güzel başlamıştı.
Ankaragücü 100. yılını kutlarken, şampiyonluğa oynayacaktı. Eski ve yeni başkanlar masaya oturup, karar birliğine vardı. '100. yılda tek hedef şampiyonluktu'. Yöneticilerin hararetli transfer çalışmaları ve dünya yıldızlarının
Ankara'ya gelmesi, bir rüya gibiydi. Bir sabah bu rüyadan uyandık. Bir de baktık ki, iç çekişme ve başkanlık koltuğu ile
Ankaragücü'nün hesapları alt üst oldu. O günden bu güne sarı-lacivertli ekip hep kan kaybetti. 100. yılda şampiyonluk hayal oldu. İki yıl içerisinde rekor sayıda başkan geldi, geçti
Beştepe'den. Bizler bile isimlerini unuttuk. Ama, tarih bu iç çekişme yaşatan ve ihtirasları yüzünden 103 yıllık çınarı bu hale getirenleri affetmeyecek. Her zaman
Ankaragücü'nün kara isim listesinde yer alacaklar. Nereden bilebilirdik?
Ankaragücü'nün iki yılda bu hallere düşeceğini. Önce
PTT 1. Lig'ine indi. Şimdi de 2. Lig'e koşar adım gidiyor. Her zaman futbolcular ve teknik adamlar kötü gidişatlarda suçlu bulunurlardı. Bu sefer tersi oldu. Genç ve körpecik 16'lık bilemedin 18'lik gençlere ağır sorumluluklar verildi.
Süper Lig'den bile zor bir lig olan
PTT 1. Lig'de bu gençler özverili bir şekilde mücadelelerini sürdürdü.
Ankaragücü, rakibini yense de yenilse de biz hep bu jenarasyonu alkışladık. Çünkü çok çok kapasitelerinin üzerlerine çıktılar. Bazen bizi bile yanılttılar. Ama, hiçbir zaman onurlu mücadelelerinden taviz vermediler. İlerleyen günlerde ne olur bilemeyiz ama
Ankaragücümüz göz göre göre tarih oluyor. Şu an matematiksel olarak ligde kalma şansları var. Eğer, olur ya 2. Lig'e düşerse, belki de oradan küllerinden doğup yeniden Süper Lig'e gelir. O zaman binleri peşinden koşturan,
Başkent'in bu dev çınarı 10 binlerin sevgilisi olur.
Başkan Mehmet Yiğiner'in de bir bildiği vardır. Bekleyip göreceğiz.