Fren deyince birçoğumuzun aklına araçta sağ ayağımızın altındaki pedal gelmektedir. Oysa dört harfin yan yana geldiği, tek bir cümleden oluşan ve bir nefeste kolaylıkla telaffuz edilen fren sistemi, araç üstündeyken hayati önem taşımaktadır.
Fren sisteminin, aracı durdurmaktan ziyade yavaşlatmaya yaradığını bilmek hızımızı ona göre ayarlamamızı sağlar.
Güvenli bir sürüş için trafik kurallarına uyup takip mesafesini ayarladığımız sürece frene sıkça basma ihtiyacı hissetmeyiz.
Özellikle
ABS fren sistemi bulunan araçlarda hızla giderken frene bastığınız an aracın üzerindeki yatay ağırlık transferi sizin daha ileri gitmenize yardımcı olacaktır.
ABS fren sistemi olmayan araçlarda ise arka tekerler kilitlenmektedir.
Örnek verecek olursak;
80 km hızla giden bir aracın durma mesafesi 30 metredir.
120 km hızla giden bir aracın durma mesafesi ise 50 metre olmakla beraber
ABS sistemli bir araçta bu iki katına çıkmaktadır.
Frene bastığımızda aracımızın kararlılığında yani tutumunda bir farklılık hissettiğimizde fren basıncını azaltıp, aracımızı eski konumuna getirdikten sonra gidiş istikametine doğru yönlendirip tekrar frene basmalıyız.
Klasik hatalardan biri de sürücü hızla giderken frene bastığında
ABS fren sistemi devreye girer ve ayağımızın altındaki pedal titremeye başlar, bu esnada çoğu sürücü ayağını çeker. Oysa doğru olan çekmemektir.
Fren borusundaki deformeler, emme manifoldundan gelen, emme yapan hortumun kırılması, yırtılması sonucu frenin şişmesi gibi nedenlerle patlayabilir. Bu esnada vites küçültülüp, el freni yardımıyla arabayı yavaşlatmalıyız.
Görünen o ki;
Kolayca telaffuz ettiğimiz fren, seyir halindeyken hayati önem taşımaktadır.
Korkulardan uzak keyifli ve dikkatli sürüşler diliyorum.