Gençlerbirliği-Sivasspor maçını maratonda taraftarlarla birlikte izledim. Belki de uzun zamandır görülmeyen coşkulu bir kalabalığın içinde
Galatasaraylısı, Fenerbahçelisi,
Beşiktaşlısı da vardı. Çünkü
Gençlerbirliği'nin yaşadığı sıkıntılardan sonra ayakta kalması, bu kentte yaşayanların ona sahip çıkmasına bağlıydı. 4 büyüklerin taraftarları senede bir kez bile olsa sevdiği oyuncuları izleme şansı buluyorsa bu
Gençlerbirliği sayesinde oluyor. Bu takıma sahip çıkmazsak kaybeden tüm
Ankara olacak. O yüzden maçtaki manzara çok önemliydi ve bunun bilincinde olan
Ankaralılar tribünleri doldurmuştu. İlerleyen günlerde daha da iyi olacağına inanıyorum.
Gençlerbirliği taraftarları gerçekten
"beyefendi" lakabını fazlasıyla hak ediyor. Bırakın küfürü, maratondaki diğer taraftarları bile
"Lütfen ayağa kalkar mısınız?" diyerek coşkuya ortak etmeye çalışıyor. Tek sıkıntı ise taraftarın yaş ortalaması. Kırmızısiyahlı renklere gönül verenlerin çoğu orta yaş üstü. Elinde çekirdeği ile oturup maç seyredenlerden yani. Orta kısımda 200-250 kişilik bir genç grup var. 90 dakika susmuyor. Ama onların çabaları da yetmiyor tabi.
Başkan İlhan Cavcav'ın özellikle
Ankara'daki gençlere ulaşması gerekiyor. Ne kadar çok genç gelirse tribünlerden çıkan ses o kadar yükselir. Zaten
Sivasspor maçında takımı ateşleyen de taraftarların coşkusuydu. Koca koca adamlar 3-5 dakika da olsa gençlik günlerine dönüverdi. O sırada da zaten gol geldi.
Cavcav, taraftarı tribüne çekecek adımlar atmalı. Örneğin bir gençlik kulübü oluşturulmalı. Bu kulüp de maddi manevi desteklenmeli ki gençler stada çekilebilsin.
ÜNAL TURAKOĞLU