Önce şu düşüncemin bilinmesini istiyorum; Osmanlıspor'u keyifle izleyen bir spor yazarıyım…
TRT'den yayınlanan tüm maçlarını takip ettim. Oynadıkları futbol ve özellikle de
"Kazanma hırsı ve azimleri" taktir edilmesi gereken en önemli nokta… Elbette bu
"Başarılı futbol görüntüsünün" arkasında yer alan değişik unsurlar ve faktörler var. Başta yönetim elbette… Ve de
Teknik Direktör Osman Özköylü ile ekibi… Bu topluluk,
"İnançla yola çıkıp", önemli ilerlemeler sağladı. Genel görüntü, sporseverlerin
Osmanlıspor'un bu sezon
Süper Lig'e çıkacağı düşüncesini taşımalarına neden oldu! Şampiyonluk uzun bir süreci içerir. Çok meşakkatli yollardan geçmeyi gerektirir. İstediğiniz kadar puan farkı yapın, lig bitmeden sonuç belli olmaz! Geçen sezon,
Hatayspor'un rakiplerine attığı
"17 puanlık farkın" nasıl eriyip gittiğini ve sonunda nasıl hüsrana uğradığını hep birlikte gördük! İşte bu sebeple daha ilk yarı bile tamamlanmadan
"Gereksiz havalanmalar" sadece
Osmanlıspor'a değil, her takıma zarar verebilir! Bu nedenledir ki şampiyonluğa oynayan bir takım için lig sonuçlanana değin, her maç bir finaldir…
Osmanlıspor'un yönetim, teknik ekip ve futbolculardan oluşan ciddi bir ekip olarak, bu bilinçte olduğuna inanıyorum. Ancak… Uzun lig maratonunun çok uzun ve değişik sürprizlere açık bir yol olduğunu unutmamak gerekir. Karşınıza nasıl bir sorunun çıkacağını, sizi hangi girdaba sürükleyebileceğini önceden kestirmeniz zordur. Bu yüzden, her an
"Uyanık olmak" zorundasınız…
Kayseri'de yaşananları bu açıdan değerlendirdiğimizde,
Osman Hoca'nın hiç de uyanık davranmadığını görüyoruz… Zaten bunu
"Özür açıklamasında" itiraf ediyor. Oysa takımın komutanı kendisi… Sporcusu bir yanlışa düşmeye kalkıştığında müdahale edecek en önemli kişi o… Çünkü, komutan uyursa, ordu yenilmeye mahkumdur! İnanıyorum ki,
Osman Özköylü de bunu fazlasıyla idrak etmiştir…
Kayseri vakası; dilerim herkese bir ders olmuştur!
