Türkiye'nin simge mekânlarından asırlık 'Hacı Abdullah Lokantası' başkente taşındı. Ustaçırak ilişkisiyle kuşaklar boyunca geleneksel lezzetleri yaşatan ve Türkiye'nin ilk tescilli lokantası olan ünlü marka, saray sofrasını Söğütözü'ne kurdu. Ünlü lokantanın 4. kuşak temsilcisi Adil Korun, yeni mekanın kapısını SABAH Ankara'ya açtı. "4. kuşak olarak lezzet bayrağını devraldım" diyen Korun "Sultan Abdülhamit 1888'de Abdullah Efendi lokantası olarak beratını vermiş. Oradan usta-çırak ilişkisiyle bugüne kadar gelindi. 150 yıllık tarihimizde ilk kez İstanbul dışında bir mekân açıp, yoğun ilgi üzerine Ankara'ya geldik. Ankara'ya sadece ismini değil kültür ve lezzetini, Osmanlı mutfağını da taşıdık" dedi. Özellikle bürokrasiden çok fazla istek aldıklarını dile getiren Korun "İstanbul'daki her şeyi buraya getirdik. İki VIP salonu, teras, sigara içmek için lüks bahçe ve büyük salonuyla birlikte toplam 620 kişilik bir mekânda başkentli konuklarımız ağırlayacağız. 45 çalışanımızla birlikte her gün sabah 11.00'den akşam 23.00'e kadar lezzet tutkunlarına hizmet vereceğiz. Ankara'daki hedefimiz İstanbul gibi buranın da vazgeçilmezi olmak. 150 yıl geçmişten taşıdığımız tatlarımızı Ankaralılarla buluşturmak, saray yemeklerimizi tattırmak" diye konuştu.
PROTOKOLÜN LEZZET DURAĞI
Müşteri kitlesinin ağırlıklı olarak bürokrat ve üst düzey siyasetçilerden oluştuğunu belirten Korun, "Her kesimden müşterimiz var ancak burası geçmişten bugüne ülkemize damgasını vurmuş siyasetçileri, devlet başkanlarını ağırlamıştır, hala da ağırlıyor" dedi. Korun, "Mönülerdeki uygun fiyat ve geleneksel seçenekler bizim en büyük artımız. Tabii buranın müdavimleri olan çoğunluğu devletin yönetim kademesindeki siyasetçilerimiz de bu artıya dahil. Burası lezzetli bir çorba içene de beş yıldızlı bir sofraya oturmak isteyene de benzersiz bir hizmet veriyor. Ankara'da da bu anlayış değişmeyecek" görüşünü dile getirdi.
MÖNÜ HER GÜN YENİDEN YAZILIYOR
"Bizde mönüler yılın 365 günü yeniden yazılır" diyen Korun şöyle devam etti: "Ortalama 80 çeşit yemek çıkar. 1972'te yapılan kompostolar bile var. Hava almadıkça bozulmaz. Demirbaş yemeklerimiz her daim var. Mönünün yüzde 25'i ise her gün değişiyor. Şu anda iftar programları ağırlıklı ancak düğün, nişan, kutlama her türlü organizasyonları kabul ediyoruz. Yemeklerimiz sulu ağırlıkta ancak et ve sebze her türlü yemeğimiz mevcut. Biz Osmanlı mutfağını arşivlerden ortak damak tadına hitap ettiği kadarıyla hayata geçirdik. Amacımız bu yemekleri ve kültürümüzü yaşatmak."