Çöllerden kutuplara ihracat aslında bir hayat öyküsü... Bir gün çölde deve üzerindeyken ertesi gün Sibirya'da olmanın, Türkiye'nin Türkiye'den nasıl büyük olduğunu tüm dünyada görmenin öyküsü... Bir genç girişimcinin istediğinde neleri başarabileceğini Türkiye'nin yeni iktisadi akıncılarından Ahmet Büberci ile konuştuk.
Bu maceraya nasıl başladınız?
Ülkemin milletimin kalkınması için çabalıyoruz. Kökenim Kayseri, yani bir Ankara çocuğu olarak Kayseri genleri var bende. Hem okuduk hem çalıştık sonuçta bu çıktı. Ama işin özüne döndüğümüzde elde tek olan bu ülkeyi çok sevmek bu ülkeye güzel bir şeyler bırakabilmek.
'Çöllerden Kutuplara İhracat' nereden çıktı?
Üniversitede okurken bir yandan hayatımı idame ettirebilmek için dış ticaretle ilgili bir işe girmiştim. Saat 6'da evimden çıkıp 45 km ötede Temelli Organize Sanayi Bölgesi'ne gidiyordum. Çalışırken bir gün önüme Libya bileti geldi 'Libya'ya gideceksin orada bu ürünlerimizi pazarlayacaksın' denildi. Bir hafta sonra kendimi Libya'da hiç dilini, kültürünü bilmediğim insanlara satış yapmaya çalışırken buldum. Bu şunu getirdi, bir yerde ticaret yaparken insanlara dokunuyorsunuz, onları tanıyorsunuz, dertlerine ortak oluyorsunuz, hayal kuruyorsunuz. Dünyanın neresinde olursanız, olun bu yaşanıyor. Hiç tanımadığım insanlar bana ürünlerini satmam için geldi. Sonra bir baktım bir gün Libya'dayım, öbür gün Rusya'da, 40 dereceden sıcaklıktan -20'derece sıcaklığa bir yolculuk. Sadece bu ülkenin ürünlerini satabilmek, dünyaya tanıtabilmek için uçak bileti karşılığında bunu yapıyordum. Ankara'ya dönüp geldiğimde cebimde pek para olmuyordu ama yeni coğrafyalar yeni insanlar tanımış oluyordum.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın son dönemde yaptığı ekonomik amaçlı gezilerde bulunduğunuzu biliyoruz. Bu seyahatlerden biraz bahseder misiniz?
Şöyle diyelim yaklaşık bir buçuk senedir Sayın Cumhurbaşkanımızın, Sayın Başbakanımızın neredeyse iş adamlarını yanına aldığı bütün seyahatlerinde var olmaya çalışıyoruz. Bunun şöyle bir önemi var, biz en son Sayın Cumhurbaşkanımızla Senegal'deydik, orada şunu çok net gördük. Türkiye'nin Türkiye'den daha büyük olduğu. Bunu lafta değil fiziken görüyorsunuz, bu çok önemli bir durum. Senegal'de bizi öyle bir karşıladılar ki bizim güvenlik güçlerimiz bizi sevgiden korudu. Orada gözlerimiz dola dola ağladık. Dünyanın her neresine gidersek gidelim Sayın Cumhurbaşkanımıza olan sevgi her yerde aynı. Bu ticaret değil bu insani kucaklaşma.
TÜRKİYE'NİN İYİLİK ELİNİ YAYIYORUZ
Dış
ticaret bizim için Türkiye'nin insanı gücünü tüm dünyaya yayabilme vesilesi. Allah bunu bize vesile kıldı diye düşünüyorum. Türkiye'nin iyilik elini ticaret kanadıyla yayıyoruz ve bugün yalnızca ürettiğimiz bir ürünün satmıyoruz, bugün Türkiye'de üretilen birçok ürün satıyoruz. Birçok fabrikanın uluslararasılaşmasına vesile oluyoruz ve bunun dışında dünyanın herhangi bir yerinde Türkiye yararına bir şey varsa onu koparıp Türkiye'ye getirmeye çalışıyoruz. Biz kendimizi şöyle tanımlıyoruz, Türkiye'nin uluslararası iktisadi akıncılarıyız. İktisadi akıncılık 1920'lerde başlayıp büyük devletlerin uyguladığı bir model...