Doktoru çapraz bağlarımın koptuğunu, çift menüsküsünün yırtıldığını ve kıkırdağın parçalandığını söylemesi üzerine başından aşağı kaynar sular döküldü. Hakemlik hayatı tam bitti derken o pes etmedi, vazgeçmedi. Ankara Bölgesi Üst Klasman Yardımcı Hakemi Soner Maraş, SABAH ANKARA'ya 'Bitti' denen kariyerine nasıl devam ettiğini anlattı.
Kendinizden bahseder misiniz?
Altı çocuklu bir ailenin en küçüğü olarak, 1982 yılında Kırşehir'de dünyaya geldim. İlk ve orta öğretimimi tamamladıktan sonra, 2007 yılında Gazi Üniversitesi'nde başlamış olduğum Spor Yöneticiliği bölümünü 1 sene erken tamamlayarak 2010 yılında mezun oldum.
Hakemliğe nasıl başladınız?
1999 yılında benim için yeri ayrı olan Celal Mutlu hocam ile tanıştım. Küçük yaşlardan itibaren futbolcu olma hayali kurarken Celal hocam bana farklı bir ufuk açarak, fiziğimin ve futbol bilgimin hakemliğe de uygun olduğunu ve bunu düşünmemi istedi. Ben de bu öneriyi dikkate alarak, Ankara'da 3 kez yılın hakemi seçilmemi sağlayacak hakemlik serüvenime başladım. Artık futbolcu olma hayallerim yerini bir gün Süper Lig'de görev alma düşüncelerine bırakmıştı. Bu yolculukta yalnız değildim, o dönem yakın arkadaşımdan da kursa başvurmasını istedim. Bırakın başvurma düşüncesini onun kurstan bile haberi yoktu. O isim şimdilerde ülkemizi temsil eden FIFA hakemi Ali Palabıyık.
CİDDİ SORUNLARI AŞTIM
Mesleğinizde planınız ya da hedefiniz nedir?
Hakemlik tutkusunu yaşayan herkesin hedefi Süper Lig ve Avrupa'dır. Benim isteğim tabii ki hakem olarak düdük çalmaktı. Şuan üst klasman yardımcı hakemi olarak bu camianın bir parçası olmaktan onur duyuyorum.
Bu süreçte yaşadığınız ve bize anlatabileceğiniz zorluklar var mı?
Eğer bu görevi üstleniyorsanız elbette zaman zaman zorluklar yaşıyorsunuz. Benim tecrübe ettiğim birkaç kötü anımdan bahsetmek isterim: 2004 yılında Petkim Spor-Denizli Belediye Spor müsabakasından Ankara'ya dönerken çok ağır bir trafik kazası geçirdik. Doktorum, bu kaza sonucu omuriliğime aldığım hasarın 2 cm daha derine inmesi halinde vücudumun sağ tarafının felç olmasına neden olabileceğini söylemişti. İyileşme sürecim 3-4 ay sürdü. Bundan daha kötü ne olabilir ki diye düşünürken, geçtiğimiz sezon 2019 yılında Hatayspor ile Elazığspor arasında oynanan müsabakanın 33. dakikasında bir sakatlık yaşadım ve bu benim için en zoruydu.
TUTKUM SAYESİNDE
Müsabakanın 33. dakikasında kötü zemin koşulları nedeniyle dizim döndü. Bu şekilde 67 dakika devam etmek zorunda kaldım. O an için bir diz dönmesi zannederken, doktorumun çapraz bağlarımın koptuğunu, çift menüsküsümün yırtıldığını ve kıkırdağın parçalandığını söylemesi üzerine başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Acilen ameliyat olmam gerekiyordu ve atletik testlerimize sadece 6 ay vardı. Bu kısa sürede ameliyat sürecimin tamamlanması, tekrar ayağa kalkmam, yürümeye-koşmaya başlamam ve fizik kondisyonumu hazırlamam gerekiyordu. Hayatta bir şeyi çok istersem başarabileceğimi biliyordum, prensiplerimden ödün vermedim, çok çalışarak sadece iyileşme sürecime odaklandım. Bu sürecin ve acılarla dolu antrenman döneminin sonunda çok sevdiğim futbola ve hakemlik tutkuma tekrar "Merhaba!" dedim.
GENÇLERE ÖĞÜT: ÇOK ÇALIŞIN
Hakemliğe yeni başlayanlara önerileriniz nelerdir?
Neler yapabileceğinizi
bilmelisiniz, hedefinizde
3 şey olsun:
BAŞARI, BAŞARI, BAŞARI…
Hakemliği sevdiyseniz girişi vardır ama dönüşü yoktur. Hakemlik hayatınızdaki başarı aile hayatınızdaki huzurdan geçer. Tecrübe ve ustalığın kısa ve kolay bir yolu yoktur. Beklenmeyeni beklemelisiniz. Kendinizi değil, hakemliği ciddiye alın bu işten haz duymaya gayret edin. Başarı bir bütündür, isminizi temiz tutun, çalışın, saygılı ve azimli olun. Hakemlik hayatınızı sonsuzlaştıramazsınız ama bu süreyi kaliteli hale getirmek sizin elinizde. Emin olun ki geçmişi değiştiremeyeceksiniz, ancak gelecek sizlerin önünde bunun için çalışın.
Evde neler yapıyorsunuz? Eşinize yardım ediyor musunuz?
Bizim için süreç biraz
farklı gelişti. Eski hakemlerimizden
rahmetli Ethem
Atasoy hocamızın kızı
Aysim Maraş ile bu yılın
14 Şubat tarihinde evlendik
hemen akabinde Mart
ayında bu süreç başladı.
Birlikte vakit geçirmek için bu bir fırsatken,
Covid-19 virüsünün sevdiklerimize
bulaşma korkusu bizleri oldukça tedirgin
ediyor. Eşimle birlikte bol bol belgesel
ve film izliyor, sohbet ediyor, kitap
okuyoruz. Yemek yapmayı çok severim,
bu konuda da eşim kendisini çok şanslı
hissediyor olmalı. Genelde öğünlerimizi
ben hazırlıyorum tabii ki ev işlerinde de
yardımcı oluyorum, hayat
müşterek sonuçta.
Peki bu süreçte evde antrenmanlarınızı nasıl sürdürüyorsunuz?
Merkez Hakem
Kurulu'nun görevlendirdiği
antrenman hocalarımız
bizlere yapabileceğimiz
egzersiz programları
gönderiyorlar. Ben de bu
programları takip ediyorum. Sakatlıktan
dönmüş olmam dolayısıyla bu antrenmanları
yapmak benim için büyük
önem taşıyor.
Süreç bitince yapacağınız ilk şey ne olacak?
Tabii ki sevdiklerimle bir araya gelip
kucaklaşmak ve özlem gidermek ilk
sırada yer alıyor.