Kızım doğduğunda uzunca bir vakit eve misafir kabul etmedim. Bu sebeple sonradan çok sitem yedim. Belki haklılık payları da vardır, bilmiyorum. Hatta bunu sorgulamıyorum bile. Çünkü geriye dönüp baktığımda en doğrusunu yaptığımı düşünüyorum.
Kızım kasım ayının sonunda doğdu. Hava soğuk. Grip salgını var. Bebek bakma konusunda çok acemiyken bir de hastalıkla uğraşmak lohusa ruhumu talan edebilirdi. Minik bir bebeğin ise dünyayla bu şekilde tanışmasını hiç istemezdim. Çok şükür, hastalıksız atlattık o dönemleri.
KIRKI ÇIKMADAN GRİP OLDU
Bu süreçte bu tutumumu çok eleştiren yakınlarım oldu. İçgüdüsel anne tepkimi ve korkularını anlamalarını beklemedim. Deneyimlerim bana anlayışlı bir anne olmayı öğretti. Şimdilerde yeni doğum yapmış arkadaşlarıma misafir kabul etmemenin, bir süre telefona bakmamanın hiç kimseye bir zararı olmayacağını, bu yüzden asla endişe duymamalarını söylüyorum.
Yakın bir arkadaşımın kırkı yeni çıkmış bebeği, bu kalabalık ziyaretlerin birinde grip kapıp günlerce hastanede kalınca bazı geleneklerimizin en azından bebek üç aylık olana kadar ertelenmesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Minik yavru her gün makineye bağlanıyor, rahat nefes alabilsin diye neler çekiyordu. Annesinin hali perişan. Sürekli kendini suçladı. Gözyaşı hiç kurumadı.
ÇAY MI KOYSUN BEBEK Mİ EMZİRSİN?
İkiz bebekleri olan başka bir arkadaşım, her gün onlarca akrabayı ağırlamak zorunda kalıyor. Çay, börek, kahve ikramı derken bebeklerini beslemekte zorlanıyor. O kadar naif ki, tüm kibarlığı ile hâlâ gelenleri ağırlamaya çalışıyor. Allah aşkına, sevgili ziyaretçiler bu kadar da kör olmayın. Yeni doğum yapmış, ikiz bebeği olan bir ailenin evinde bir zahmet börek yiyip, çay içip iş konuşmayın. Sohbet için daha uygun yerler var. Anlayış lütfen!