Kendinizi kapana kısılmış gibi mi hissediyorsunuz? Ne çocuğunuza ne eşinize ne de işinize tam olarak yetişemediğinizi mi düşünüyorsunuz? Gece uyumayan bebeğiniz sabaha karşı uykuya dalınca siz de işinize geç mi kalıyorsunuz? Ya da kapıdan çıkarken "anne" diyen o minik ses gün boyu sizi hüzne mi boğuyor? Eşiniz artık sorumluluklarınızı paylaşmak yerine mesaiye kalmayı mı tercih ediyor? Bakıcınız maaşına zam mı bekliyor? Hafta sonu tek başına çocuğunuza baktıktan sonra pazartesi savaştan çıkmış gibi mi işe gidiyorsunuz? Sahi, siz kimsiniz? Adınız ne?
SORUMLULUKLARI PAYLAŞTIRIN
Siz çalışan bir annesiniz. Sorumluluklarınız dağ olmuş üstünüze geliyor. İnsanlar size yardım etmek yerine, sadece yetişemediklerinizi hatırlatıyor ve siz bu durumun üstesinden nasıl geleceğinizi bilemiyorsunuz. Çünkü bunu düşünecek zamanınız bile yok. İşte sorun tam da burada başlıyor. Aslında içinde bulunduğunuz durumun dışına çıkıp kendinizi dışardan görebilseniz çözümü de üretebileceksiniz.
SUÇLU DEĞİLSİNİZ
Bu yüzden şu an yapacağınız en doğru şey kendinize bir kahve ısmarlamak. Basit gibi görünen bu adım bile bir anne için çoğu zaman lüks. Oysa kendimize bir kahve ısmarlayabilsek belki de ruhumuzu berraklaştırıp hayatımızı düzene sokabileceğiz. Hadi, bu pazartesi, sabah evden bir saat erken çıkın, eve bir saat geç gelin ya da işten bir saat izin alın. Bu bir saati sadece kendinize ayırın, kendinize bir kahve ısmarlayın ve neyle mutlu olacağınızı düşünün. Aslında üzerinizdeki sorumlulukların hepsinin sadece size ait olmadığını görün. Paylaştırın onları. Siz iyiyseniz etrafınızdakilerin de iyi olacağını izleyin. Unutmayın, anne olan sizsiniz, çocuğumuzu en iyi siz tanırsınız. Allah bizi sonsuz bir merhamet ve yetenekle yarattı. Çözüm yine bizim içimizde. Bir annenin tek ihtiyacı sessiz bir an, kendini dinleyebilecek vakit. O vakti kendinize hediye edin!
