Balat'ta, Mürselpaşa Caddesi üzerindeki iki katlı bir evdeyiz. Evin yedi odası var. Her odada bir oyuncu hikaye anlatıyor. Anlatılanlar da Balatlılar'ın hikayesi. Mesela bir odada elleri bağlı bir garson var. Hiperaktif, yerinde duramıyor. Oyunu izleyenleri müşteri olarak görüyor ve siparişlerini soruyor, söylemeyen olursa tahminde bulunuyor. Bir başka odada 25 yıllık hapis hayatından sonra mahallesine gelen bir mahkumun hikayesine ortak oluyoruz. Özlemiş Balat'ı. Büyüdüğü evi ziyaret ediyor, hasret gideriyor... Bu hikayelerin hepsi gerçek hayattan alınma.
Bir tiyatro topluluğu Monologlar Müzesi, dört yıldır Balat'ı mesken tutup farklı bir sahneleme deneyimi sunuyor. Monologlar Müzesi aslında bir performans projesinin adı. İsmini tiyatro anlayışından ve konseptinden alıyor. Topluluğun genel koordinatörü Ahmet Sami Özbudak: "Dört yıl önce GalataPerform'un atölyelerinden biri olan Yeni Metin Yeni Tiyatro projesinin bir parçası olarak yeni yazarlara, yönetmenlere ve oyunculara alan yaratmak amacıyla doğdu bu topluluk" diyor.
Monologlar Müzesi Balat adlı seriye ilham verense Balatlıların kendileri. Özbudak "Bu semtte mesleğini severek, büyük bir tutkuyla yapan bir garsonun Parkinson hastalığından dolayı ellerinin titremesiyle mesleği tehlikeye düşüyor ve ellerini bir süre sonra bağlamak zorunda kalıyor. Bu hikaye ilgimizi çekmişti ve bir oyunumuzda bu garsonun hikayesini anlattık. Bir diğer hikayemiz ise istemediği bir cinayete adı karışan bir mahkuma ait. Oyunda, onun 25 yıl hapiste yattıktan sonra semtine gelişini, semtte meydana gelen değişime adaptasyon sürecini ve Balat'a olan özlemini ele alıyoruz. Bu adamla sokakta tanıştım ve muhabbet ettim. Öyküsünü dinledim sonra oyuna uyarladık" diyor.
Hem garsonun hem de mahkumun hikayelerini izleyince sıradan insan hikayelerinin aslında ne kadar güçlü olduğunu hissediyor insan. Özbudak da buna vurgu yapıyor: "Günlük hayatın akışı içerisinde sıradan insanların yaşadığı hikayeler çok dikkat çekmiyor. Ama böyle farklı bir ortamda bu hikayeleri tekrar ele alınca etkileyici geliyor seyirciye. Çünkü gerçek hikayeler her zaman güçlü bir etki bırakır insanlar üzerinde."
Peki seyirci açısından durum ne? Bizimle birlikte oyunları izleyen orta yaşlı bir seyirci "Bizi burada tutan şey samimiyet, oyuncuyla aynı alanı paylaşarak arkadaşınızı dinler gibi karşısına geçip oturuyor ve hayatın içinden bir hikaye izliyorsunuz" diyor. Özbudak seyircilerle ilgili olarak "İlk olarak bu hikayenin gerçek olup olmadığını soruyorlar. Biz de gerçeğe dayalı kurgu diye cevaplıyoruz. Açıkçası seyircimizden çok memnunuz, bizi çok sahiplendiler ve buraya gelirken önyargılı değiller. Oyunlarımızı dikkatle ve merakla seyrediyorlar" diyor.
Zaman zaman Balatlıların da oyunlara geldiğini anlatıyor Özbudak. Anlatılan kendi mahallelerinden insanların hikayesi olduğu için diğer seyircilere göre daha dikkatli izliyorlarmış. Neticede Özbudak onların hikayesini onların mahallesinde anlattığımız için memnun kaldıklarını söylüyor.
MÜZE GEZER GİBİ TİYATRO İZLEME DENEYİMİ
Dedik ya Monologlar Müzesi farklı bir seyir deneyimi sunuyor. Monologlar Müzesi Balat oyununda yedi oyuncu konağın yedi odasında aynı anda oyunlarına başlıyor. Siz seyirci olarak istediğiniz oyunu izlemekte serbestsiniz. Küçük odalara girip oyuncuların yanı başında ister ayakta, isterseniz oyuncuların, dekor olarak kullandığı koltuğa, tabureye ya da sandalyeye oturarak oyunları izliyorsunuz. Arkadaşınızı dinler gibi oyuncuları dinliyor, izliyor ve onlarla aynı duyguları paylaşabiliyorsunuz. Bazen oyuncular seyirciyle diyalog kurabiliyor. Oyuncularla seyircilerin bu iç içeliği insanda bir olaya tanıklık ediyor hissi uyandırıyor. Bu da hikayenin etkisini artırıyor. Her oyun 15 dakika. İsterseniz bir oyunu tamamen izler, sonra bir sonrakine geçebilirsiniz. Böyle yaparsanız en fazla dört oyun izleyebiliyorsunuz. İsterseniz azar azar izleyip bütün öykülerin içinden geçebilirsiniz. Tıpkı bir müze gezisi gibi. Zaten topluluğun adında müze olmasının sebebi de bu. İzleyicinin müzeleri gezme deneyimi referans alınarak konsept geliştirilmiş.
KADIN HİKAYELERİ DE BALAT'TAN
Monologlar Müzesi Balat dışında topluluğun sergilediği bir diğer oyunun adı da Monologlar Müzesi Kadın. Bu oyun da Balat'tan. Oyunda sekiz odada sekiz ayrı kadın hikayesi anlatılıyor. En çarpıcı olanlardan biri ise bir cinayet öyküsü. Özbudak "Balat'ta yaşanan bir cinayetten yola çıktık bu hikayeyi anlatırken. Bir kadın evde banyoda kocası tarafından öldürülmüştü. İşte o kadına sözü bırakıyoruz" diyor.
YAVUZHAN CANER