Bilge Kösebalaban ve Merve Köken... Kendileri için bir nevi kayıp kitap avcıları desek abartmış sayılmayız. Karakarga Yayınları'nda geçen yıl başladıkları Kayıp Kitaplar Kütüphanesi'nin üçüncü kitabı Bir Osmanlı Polisiyesi/Makineli Kafanın Hikayesi adlı kitabın peşine düşüp yayımladılar şimdi de... Kitap, 1930'ların ünlü polisiye yazarı Behlül Dana mahlasıyla bilinen, İskender Fahrettin Sertelli'nin bugüne kadar Latin alfabesine aktarılmamış ve kayıplara karışmış hikayelerinden oluşuyor. Yine her zamanki gibi kitabı Bilge keşfetmiş, Merve Osmanlı Türkçesinden, günümüz Türkçesine çevirmiş... Bilge de tekrar metinleri sadeleştirmiş... Öykülerin adı bile heyecan verici: Ateşten Adamın Esrarı, İskeletler Arasında, Dirilen Ölünün Macerası, Korkunç Şato'nun Esrarı, Makineli Kafa.... Yaklaşık 100 yıl önce yazılan bu gizemli polisiye maceralar, meraklısına derin ufuklar açıyor... İkiliyle hem kayıp kitap peşinde koşma maceralarını ve hem de yeni kitabı konuştuk...
- Kayıp Kitaplar Kütüphanesi fikri nasıl doğdu?
- Bilge Kösebalaban: Kayıp Kitaplar Kütüphanesi yayınevimizin "Başka Dünyalarda Canlı Mahlukat Var Mıdır?" eseri ile başlattığı bir seri oldu. Bugüne kadar esamesi okunmayan, baskısı bulunmayan, unutulmuş, kıyıda köşede kalmış eserleri hak ettiği okuyucusuyla buluşturacak bir seri olarak başladı yani.
- Merve Köken: Osman Nuri Eralp'in bizim seriden çıkınca bir haftada baskısı tükenen eserini Bilge bir koleksiyoner ve bilimkurgusever olarak keşfetti. Ardından da Yüzüklerin Efendisi ve Harry Potter serilerine ilham olan Ejderha Kitabı da ikinci eser olarak yayımlandı. Serinin üçüncü kitabı da işte Makine Kafanın Hikayesi oldu.
- Yavaş yavaş sanki Türk tarihinin fantastik, polisiye ve az bilinen eserlerini araştıran bir gizemli ikili olma yolunda ilerliyorsunuz. Nasıl çalışıyorsunuz? Nasıl bir iş bölümünüz var?
- B. K: Eserleri birbirimize öneriyoruz. Ardından Merve Osmanlı alfabesinden Türkçe metni Latin alfabesine çeviriyor, ben de günümüz Türkçesine uyarlıyorum. Her yayımlanmış eseri yavaştan çevirdiğimizde birbirimize mail atıyoruz metni ve heyecan katmerlenerek büyüyor. Sırada pek çok eser var daha.
ŞEYTAN HADİYE SERİSİ
- İskender Fahrettin Sertelli'ye sizi götüren ne oldu? Latin alfabesine çevrilen eserlerine aşina mıydınız?
- B. K: Tarihi romanlarından bir kaçını okumuştum, koleksiyoner olduğum için macera türünde yazdığı ve yayımladığı Kapak Güzeli eserlerinden de vardı koleksiyonumda. Tabii Seval Şahin, Didem Ardalı Büyükarman ve Banu Öztürk'ün hazırladığı Şeytan Hadiye serisini de okumuştum. Hak ettiği ilgiyi göreceğini ümit ediyorum artık.
- M.K: Bilge'deki Makineli Kafanın Hikayesi öyküsünün orijinali bizi bu çalışmaya itti. Sonrasında İskender Fahrettin Sertelli'nin oldukça üretken biri olması ve eserlerinin ilgi çekiciliği bizi bu seçkiyi yapmaya yönlendirdi.
- Makinalı Kafanın Hikayesi'ni bulma ve çevirme sürecinde neler yaşadınız?
- B. K: Makineli Kafa'ya Seda Uyanık'ın Osmanlı Bilim-Kurgusu isimli araştırma eserinde rastladım. Eserin Osmanlıca kopyasını da almıştım bir sahaftan. Ardından da fantastik isimli hikayeleri seçtik.
- M. K: Özellikle bazı online kütüphaneler bize katkı sağladı bu süreçte. Bir işe karar verdikten sonra devamı kolayca geliyor. En önemlisi nasıl bir iş yapacağımıza karar vermekti. Makineli Kafa ile başlayan macera dört öykünün eklenmesi ile devam etti ve sonuç olarak buradayız.
OKUYUCU DÖNEMİN RUHU İLE DEĞERLENDİRMELİ
- Sizi kitapta en çok vuran öyküler, anlatımlar neler oldu? Nasıl bir dünyası var Sertelli'nin?
- B. K: Robotik bir geleceğe göz kırpan yapısıyla Makineli Kafa favorim tabii. Ateşten Adamın Esrarı da keza fantastik kurgusuyla ikinci favorim ama naiflikleri açısından tabii döneminin ruhu ile değerlendirmeli okuyucu.
- M. K: Benim çevirirken en çok merakımı cezbeden öykü İskeletler Arasında oldu. Özellikle oradaki "yürüyen sandık" mefhumu oldukça gizemli bulduğum bir unsur oldu. Bir de Dirilen Ölünün Macerası'nda kullanılan ifadeleri çok hoş buldum. Çünkü Dokuzlar Çetesi bir çete olmalarına rağmen nezaketlerinden bir şey kaybetmemiş. Çok sevimli geldi bana.