- Siz neye rağmen birlikteliğinizi bozmadınız?
- H.K: İnsan için hayatta sıkıntı diye bir şey var. Hep aynı kadının yüzünü görmekten, hep aynı düzen içinde yaşamaktan sıkılıyorsun. Bunlar doğal, hepimizin başına gelen şeyler. Hele bizim gibi zamanını evde geçiren insanlar için.
- E.K: 24 saat aynı evdeyiz.
- H.K: Gündüz 14.00'te uyanırım. 16.00'da kızımız eve geliyor, benim için hayat o zaman başlıyor. Onlar gece 23-24.00'te yatıyor, ben de çalışmaya başlıyorum. Çalışma düzenim böyle.
- E.K: Bizim bir çay keyfimiz, kahve keyfimiz vardır. Hani emekli çiftler vardır ya, onlar gibi.
- Eşinizin kitaplarındaki ana kahraman hep çapkın bir erkek. Hamdi Koç çapkın mıdır?
- E.K: Hamdi'nin öyle olduğunu düşünmüyorum. Ufak tefek şeyler var ama belki kafasının içinde. Gerçek hayatta böyle değil. Ama Hamdi'yi kıskanırım.
- H.K: Bu yüzden hayatımızda problemler çıktığı olmuştur.
- E.K: Hamdi'ye eskisinden daha çok güveniyorum. Geçmişte o güven daha azdı.
- H.K: Her ne yapıyorsam, şüphe uyandırdığımı, yapmayı düşünmekten vazgeçmek zorunda olduğumu anlamışımdır. Devam edersem risk faktörünün ortaya çıkacağını ve başımın derde gireceğini anlamışımdır. Tercih yapmak zorunda bırakılmışımdır ve korkarak tercihimi yapmışımdır. Karımı üzmek istemem.
- Kahraman, 'Karımı yeni bir kadınla aldatmış kadar mutluydum,' diyor... Bu ne demek?
- H.K: Türk erkek egosunun birinci ifadesi. Muhtemelen de orta yaşlı erkek egosunun. O ayrı bir enerji kaynağı, başka kadın duygusu. Karını seviyor olmanla, evine bağlı olmanla hiç ilgisi yok. Kadınlar bunu anlamak istemiyor. Elbette haklılar da, ama erkeklerin içinde böyle bir duygu var. Kitapta sözü edilen duygu o. Ben de bir erkek olarak bunu elbette hissettim. Başka kadınlarla yatmak elbette istedim ama istediğin her şeyi yapamıyorsun hayatta. Seni engelleyen şeyler var.
- Nedir? Ahlak mı?
- H.K: Riskler. Ahlak da var elbette. Yalan söyleyen adam durumunda olmak hiç hoş değil. Kendimi karıma yalan söyleyen bir adam olarak düşündüğümde kötü hissediyorum. Çünkü arkasından bir yalan daha söylemem gerekecek. Bir başka kadınla beraber olup da onun için bu kadar gergin bir yaşama başlamak, evinde sürekli yakalanacak mıyım diye yaşamak işkence. Değmez yani. Ben karımın demlediği çay olmadan yazıya oturamıyorum!
- E.K: Yazları kızımla tatile gidiyoruz, Hamdi evde kalıyor. Geçmişte biz yokken daha iyi çalışıyordu. Şimdi bir hafta sonra arayıp 'Ne zaman geliyorsunuz?' diye soruyor. Biz olmadan çalışamıyor. Son üç-beş yıldır böyle.