Büyük kentler boşaldı. Daha açıkçası bayram öncesi büyük bir göç başladı ve büyük kentlerden kaçış yaşandı. Şimdiki bayramlar böyle. Kimisi ailesinin yanına koşarken çoğunluk tatil beldelerini seçiyor.
Marmaris, Bodrum ve Fethiye'deki otellerin doluluk oranları yüzde yüze ulaşmış. Turizm açısından harika haberler bunlar. Ancak trafikte yaşananlar hiç de iç açıcı değil. Daha da düşündürücü ve acı olanı yaşanmış manzaralar ve felaketler bunlar.
Direksiyon başına geçince başka bir insan oluyoruz ve aceleci davranıyoruz. İnatlaşıyoruz trafikle. Oysa bu işin şakası yok. Fatura çok ağır oluyor. Ocaklar sönüyor, bayrama, sevince, mutluluğa giderken felakete sürükleniyoruz. Onca uyarı, nasihat ve önlemler de işe yaramıyor. Cezalar artıyor ama kazalar eksilmiyor.
GAZA BASMAK ÖMRÜ KISALTIR
İlk felaket haberi Akhisar'dan geldi. Ocaklar söndü, bayram zehir oldu. Direksiyon başına geçince canavarlaşıyoruz.
Uykusuz ve alkollü araç kullanımı da davetiye çıkarıyor kazalara. Bir de elimizden düşmeyen cep telefonları. Daha önce de yazdık. İngiltere'de yapılan bir araştırma, araçta cep telefonu ile konuşmanın alkollü araç kullanmaktan daha tehlikeli olduğunu söylüyor.
Mesai bitimi sonrası yorgun ve bitkin direksiyon başına geçip saatlerce mola vermeden yol gitmek, kestirmeden ölüme koşmaktır. Şimdi dönüşler başlayacak. Keyifle yaşanan bir tatil sonrası yollar bitmez.
Gaza basmak, yolu değil ömrü kısaltır. Defansif araç kullanımı denen bir şey var. Sizde sorun olmasa da arkanızdan gelen, sizi sollayan ya da karşıdan gelenin size ne gibi bir kötü sürpriz hazırladığını bilemezsiniz. Defans yapın, azrailden gol yemeyin. Bayrama uygun bir yakarışla seslenelim, belki daha anlamlı olur: '
'Kurban olayım, trafiğe kurban olmayın." Bayramınız kutlu olsun.