Son dönemde zeytinyağı ve ayçiçek yağı sektöründe önemli bir sorun haline dönüşen tağşişin (hileli karışım) önüne bir türlü geçilemediğini dile getiren Küçükbay Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, bu konuda alınması gereken tedbirler bulunduğunu kaydetti. Yerli üretim yeterli miktarda olmadığı için Türkiye'nin ayçiçek ham yağ ihtiyacının üçte ikisini ithal ettiğini ancak yüzde 65 gibi çok yüksek bir vergi yükü ile karşılaşıldığını dile getiren Küçükbay, "Halkımızın temel gıdalarının başında gelen ayçiçek yağı için bu vergi oranı çok yüksek. Acilen ayçiçek tohumu ve ham yağda oranın makul seviyelere düşürülmesi gerekmektedir" dedi. Yerli üretimi destekleyerek hem fiyatların düşürülmüş, hem de tağşişin önüne geçilmiş olunacağını belirten Küçükbay, "Ayçiçek yağı üretimini artırmak için kilo başına doğrudan desteğin en az 60 kuruşa çıkarılması ve ithal vergilerinin de diğer tohum ve ham yağlar seviyesine çekilmesi gerekir. Müstahsil de bunu beklemektedir" şeklinde konuştu.
BOYA ÜRETİMİ İÇİN Mİ!
Sektörde önemli oranda vergi kaybı ve haksız rekabete sebep olan iki konu hakkında da uyarılada bulunan Ahmet Küçükbay, "Birincisi özellikle boya sanayinde kullanılmak üzere teknik amaçlı yapılan sıfır gümrük vergili ham ayçiçek yağı ithalatları. Halbuki boya sanayi için gıdada kullanımı GDO'dan dolayı yasak olan, sadece yem sanayinde kullanımı serbest olan soya yağı veya gıdada çok tercih edilmeyen ve daha ucuz olan keten yağları kullanılabilir. Neden her sene artan büyük tonajlarda (2014 italatı 64 bin tondur) boya üretimi için illa ayçiçek yağı ithal edilir iyice bir araştırmak gerekir. Bu hesapla devletin 1 yıllık ithalatta almadığı vergi tutarı 35 milyon dolardır. Olabilecek suistimallere karşı teknik sanayi kullanım amaçlı da olsa ham ayçiçek yağ italatında gıdada alınan ithalat vergisi ne ise o uygulanmalıdır" açıklamasında bulundu. İkinci önemli konunun ise haksız rekabet olduğunu dile getiren Küçükbay, şöyle devam etti: "Bosna'dan yapılan sıfır gümrüklü ham veya rafine ayçiçek yağ ithalatları aylık 5 bin tonlara yaklaşmıştır. Bu miktar Türkiye'nin aylık kullanımının yaklaşık yüzde 8'i demektir. Bosna'da yetişen bu miktarlarda bir ürün yok; muhtemelen komşu ülkelerden alınıp Türkiye'ye ihraç edilmektedir. Biz de Türkiye olarak Bosna'dan vergi almamakla kendi çiftçimiz dururken komşu ülkelerin çiftçilerine dolaylı destek sağlamış oluyoruz."