Sinop'ta yaşayan Fatma ve Ercan Özcan çiftinin küçük kızları Öykü Zeynep'in rahatsızlığı geçen sene eylül ayında yemek yemediği için hastaneye götürüldüğünde fark edildi. Yapılan tetkiklerle Öykü Zeynep'in nabzının 240 olduğunun belirlenmesiyle, kalp rahatsızlığından şüphelenildi. Öykü Zeynep, yoğun bakıma alınması gerektiği söylendikten bir gün sonra ambulans helikopterle Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldü. Burada yapılan ultrasondan sonra, minik Öykü'nün karaciğerinde 13 santimetre büyüklüğünde 3 kötü huylu kitle olduğu tespit edildi. 'Hepatoblastom' tanısı konulan minik kız, 4 buçuk ay boyunca 9 kür kemoterapi tedavisi gördü. Karaciğerindeki kitleler Öykü'nün damarlarına sarılı olduğu için zor olan ameliyatın İzmir'de yapılabileceği söylendi. Aile, 3 Şubat'ta Ege Üniversitesi Hastanesi'ne geldikten sonra ilk önce baba ve halanın doku uyumlarına bakıldı. İki gün sonra ameliyat olacağı ümidiyle hazırlanan aile, babanın karaciğer damarlarının ince olması nedeniyle ameliyatın yapılamayacağını öğrenince zor anlar yaşadı. Kadavra listesine eklenen Öykü Zeynep'e kadavradan bir nakil çıktığını ve kan grubunun da yüzde yüz uyumlu olduğunu öğrendi. Haberi alan aile, hastaneye gitti. 18 Şubat günü ameliyata giren minik Öykü Zeynep, 5 buçuk saat sonra sağlıklı bir şekilde ameliyathaneden çıktı. İlaçlara ve kontrollere devam eden Öykü Zeynep, mücadeleyi kazandı.
SEVİNÇ GÖZYAŞLARI
İLK önce kızının ameliyat olamayacağını öğrendiğinde büyük bir üzüntü duyduğunu anlatan Fatma Özcan, "Kadavra listesindeydi ama çok umutlanmadık. Çünkü yıllarca kadavra nakli bekleyen insanlar var. Nakil haberini aldığımızda sevinç gözyaşları döktük. Hastaneye koşa koşa gittim. Çok şükür başarılı bir ameliyat geçirdi. Şu an karaciğer enzimleri çok yüksek, iki kere rejeksiyon yaşadık. Fakat ilaçlarla önüne geçebiliyoruz. Değerlerini biraz daha topladıktan sonra Sinop'a geri döneceğiz. Sonra ayda bir kere kontrollere geleceğiz" dedi.
'ÇOCUKLAR GÜLSÜN'
6 aydır Hasta Çocuk Evleri Derneği'nin evlerinden birinde kaldıklarını anlatan Özcan, "Otellerde kalsak bizim için çok zor olurdu. Hem maddi açıdan hem enfeksiyon açısından kötü olurdu. Onlar bizim kahramanımız" diye konuştu. Özcan, "Gönüllüler kan ve trombosit ihtiyacımızı da giderdiler. Kök hücre nakli, ilik nakli, organ bağışı çocukların hayatını kurtarıyor. Biz her şey bitti zannederken bir anda haber geldi. Yazıldığımız gün kadavradan nakil çıktı. Bu konuda duyarlı olsun herkes. Çocuklar ölmesin, çocuklar gülsün" dedi.