Paris saldırıları sonrası Mali'de otel baskını gerçekleştirildi. İki saldırının da içerisinde Fransa vardı. Sabah.com.tr yazarı Taha Dağlı, 2 yıl önce aynı bölgede yaşanan benzerliklere dikkat çekti. 2013 MALİ'YE ASKERİ HAREKAT 2013 yılının Ocak ayında Fransa eski sömürgesi olan Mali'de İslamcı grupların başlattığı ayaklanmayı bastırmak amacıyla askeri operasyon kararı aldı, Mali işgal edildi. CEZAYİR'DE DOĞALGAZ TESİSİNE BASKIN Mali'deki işgalden günler sonra kuzeyindeki komşusu Cezayir'de rehine krizi patlak verdi. Sahra çölünde Avrupalıların çalıştığı bir doğal gaz tesisi El Kaide bağlantılı bir grup tarafından basıldı, çoğu İngiliz ve Japon olan aralarında Türklerin de bulunduğu iddia edilen 700'den fazla çalışan rehin alındı. Cezayir Ordusu tesise operasyon düzenledi. İlk gelen haber operasyonun kanlı geçtiği ve 30 rehineyle 11 eylemcinin öldüğü yönündeydi. Tabi bu haber 20 vatandaşı rehineler arasında olan İngiltere başta olmak üzere Avrupa'yı ayağa kaldırdı. Sonra 650 rehinenin serbest kaldığı duyuruldu. Türkler de kurtulanlar arasındaydı. Ancak operasyonun devam ettiği ve 30 rehinenin akıbetinin bilinmediği ortaya çıktı. MALİ BASKININDAKİ EL KAİDECİLER KİMLER Mali'de otel baskınını gerçekleştiren örgüt El Kaide'ye bağlı Murabıtan adlı terör örgütüydü. Yaklaşık 3 yıl önce Cezayir'deki saldırıyı yapanlar ise Libya'da gelen El Kaide bağlantılı olduğu iddia edilen silahlı grup bir gruptu. Saldırganların tamamının Libya'da Kaddafi sonrası ortaya çıkan savaşçılar olduğu öğrenildi. FRANSA'DAN LİBYA'YA OPERASYON 2011 Mart ayında dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, apar topar aldığı kararla Kaddafi'yi devirmek için NATO'yu Libya'ya soktu. Eylül ayı geldiğinde NATO uçakları Kaddafi'yi vurup, Libyalılara linç ettirdi. Sarkozy ve Batının amacı, borç krizindeki Avrupa'yı Libya'dan gelecek sıcak parayla rahatlatmaktı. KADDAFİ İLE BATI ARASINDAKİ İLİŞKİ Aslında Kaddafi en az son 10 yıldır parasını Avrupa'dan esirgemiyordu ancak batı bu kez daha fazlasını istedi. Libya'nın son yıllarda Batı ülkeleriyle ticari ilişkileri ön plandaydı. İtalya Başbakanı Berlusconi, İngiltere Başbakanı Tony Blair başta olmak üzere bir çok Batılı lider, Libya'ya giderek Kaddafi'nin çadırında kalmışlardı. Libya'daki iç savaş sürecinin ardından zamanında Libya'ya silah satan İngiltere'nin eski Başbakanı Blair ciddi suçlamalarla karşı karşıya kalmıştı. SARKOZY-HOLLANDE ARASINDA FARK VAR MI Nicola Sarkozy sağcı bir siyasi, 2012 yılının Mayıs ayına kadar Cumhurbaşkanlığı yaptı. Seçimde kazanan ise Sosyalist lider Hollande oldu. Ancak Fransa'nın dış politikasında özellikle Afrika'ya yönelik hamlelerinde bir fark olmadı. Sarkozy, 2011 yılında Libya'ya askeri müdahalede bulunurken, Hollande da göreve geldikten 6 ay sonra 2013 yılının Ocak ayında Batı Afrika ülkesi olan Mali'ye asker çıkarmıştı. SURİYE SAVAŞINDA AÇILAN CEPHELER Paris saldırıları ve sonrasında Mali'de ortaya çıkan terör baskınları, Suriye merkezli savaşın, sınırlarının Afrika'ya hatta Avrupa'ya kadar dayandığını gösteriyor. Savaş Suriye'de başladı, cepheler burada kuruldu ama bölgenin tamamı bu savaşın etkisi altına girdi. Özellikle Irak, Yemen, Libya, Mısır'ın Sina bölgesi Suriye'deki iç savaşın etkilerini taşıyor. Bu bölgedeki savaştan kaynaklanan terör olayları ise Avrupa'da yansıma buluyor. İSLAM KARŞITLIĞI HANGİ BOYUTLARA DOĞRU GİDİYOR? Geçtiğimiz Ocak ayındaki Çarli Hebdo saldırısı sonrası Batı'da 2001'den beri yükselen islam karşıtlığında ciddi bir artış gözlemlendi. Bu durum Suriye'den kaçanların Avrupa kapılarına gelmeleriyle ve arkasından ortaya çıkan Paris saldırılarıyla daha da yükseldi. Şu an sadece Avrupa'da değil Kanada ve Amerika'da da Müslümanlara yönelik sert tepkiler ve saldırılar oluyor. Avrupa'da PEGİDA adlı islam karşıtı ırkçı örgüt, siyasi parti olmaya karar verirken, üye sayısında da hızlı bir artış görülüyor. FRANSA'DA MÜSLÜMANLARI NELER BEKLİYOR? Fransa'da Müslümanlara yönelik sokaktaki ırkçı saldırıların yanı sıra bir de devlet eliyle gelen yaptırımlar. Fransa olağanüstü hal yasasını senatodan geçirdi. Bu durum ülkedeki Müslümanların hayatına olumsuz şekilde yansıyacak. Çünkü terör şüphesiyle camiler kapatılabilecek, aynı şüpheden yola çıkılarak Müslümanlar da göz altına alınıp, sorgulanabilecek. SURİYELİ MÜLTECİLER NE OLACAK? Suriyeli mültecilerin Avrupa'ya kabulü konusunda somut bir adım yok, bu adım Paris saldırıları sonrası aslında tamamen ortadan kalkacak gibi duruyor. Çünkü Avrupa, Paris saldırılarını bahane ederek kendi bünyesindeki Müslümanlara önlem almaya kalkarken, dışardan gelecek Suriyeli ya da Iraklı Müslümanları kabul etmeyecektir. Amerika bunu hemen hayata geçirmeye başladı bile. Obama'nın '10 bin Suriyeli alacağız' açıklamasının ardından Temsilciler Meclisi, mültecilerin kabulünü zorlaştıran tasarıyı kabul etti. Burada Cumhuriyetçilerin ciddi bir baskısı görülüyor ve Obama sonrası ABD'de Cumhuriyetçilerin döneminin olacağını yüksek ihtimal olarak hesaba katarsak, ABD'nin mültecilere yönelik tavrının değişmeyeceği sonucunu çıkarabiliriz.