Türkiye'de yaklaşan seçimler öncesi yabancı lobilerden bayatlayan "anti-seçim" kampanyaları gelmeye devam ediyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı, yaptığı açıklamada seçimler için 14 Mayıs'ı işaret etmesinin ardından yabancı basında saldırgan kapak ve manşetlere bir yenisi daha eklendi.
İngiltere merkezli The Economist dergisi, seçimler öncesi Türkiye'ye ilişkin analizlerini sıklaştırmış, muhalefete seslendiği analizinde ortak aday etrafında birleşilmesi gerektiğini ima etmişti.
Başkan Erdoğan'ın, son yıllarda küresel itibarı artan ve geniş bir coğrafyada etki alanı yaratan Türkiye'yi 'felaketin eşiğine' getirdiği iddia eden skandal ifadeler kullanan The Economist, Türk Bayrağı'nı deforme eden bir görsel kullanmıştı.
TÜRKİYE'NİN YÜKSELEN GÜCÜNE TEPKİ GÖSTERDİLER
The Economist'in ardından Alman Stern dergisi de Türkiye seçimleriyle ilgili hazırladığı analizde skandal ifadeler kullandı. Kapağında Başkan Erdoğan'ı hedef alan Stern, 'Kundakçı Erdoğan' ifadelerinin kullanıldığı hadsiz bir kapakla okurlara sunuldu.
Yayınladığı, "Erdoğan iktidarda kalabilmek için vicdansızca çatışmalar çıkarıyor: Kendi ülkesinde, Suriye'de ve ayrıca Almanya'da" başlıklı yazısında Başkan Erdoğan için" Putin ve Batı ile müzakere ediyor, NATO'yu küçümsüyor ve Suriye'de savaş başlatıyor" ifadeleri kullanıldı.
SKANDAL İDDİALARA İMZA ATTI
Türkiye'nin Rusya ve Batı arasında başarılı bir diplomasi örneği olduğu olaylara eleştirel bir ifadeyle yaklaşmaya çalışan Stern, seçimler içinse "Ama evinde güç için amansızca savaşması gerekiyor" yorumunda bulundu.
Stern, analizinde, "Erdoğan bir seçim yenilgisini kabul eder mi? Partisi ortağı MHP askeriye ve emniyet güçlerine öylesine yerleşmiş durumda ki, kimi uzmanlar onun halkın aksi yöndeki tercihine rağmen iktidarda kalabileceğine dair spekülasyonlar yapıyor" ifadeleriyle haddini aşan suçlamalarda bulundu.
Türkiye'nin sağlamlaştırdığı siyasi konumunu "Erdoğan, Ukrayna'dan Suriye'ye birçok ipi elinde tutuyor ve gücünü kullanıyor" şeklinde değerlendiren dergi, bu durumdan duyduğu rahatsızlığı da gözler önüne serdi.
HER SEÇİM ÖNCESİ BENZER MANŞETLER
Batı basının her seçim öncesi benzer algı operasyonları başlatması ise dikkat çekiyor. Türkiye'deki her kritik seçim öncesi muhalefete oynayan Batı medyası, Türkiye'de "diktatörlük" gibi bayatlamaya yüz tutmuş ve gerçekliği olmayan söylemlerle provokasyon girişimlerinde bulunuyor. Özellikle geçtiğimiz yıllar içinde Balkanlar, Kafkaslar, Afrika ve Doğu Akdeniz'de etkinliğini artıran ve ciddi bir güç haline gelen Türkiye'nin askeri teknoloji ve diploması alanındaki başarıları da öne çıkıyor. Ne var ki Batı medyasında bilinçli olarak servis edilen haberler, Türkiye'nin esir takası, tahıl krizi, enerji krizi gibi konularda denge politikası yürüten Türkiye'nin rolünü küçümsemeye çalışıyor.
The Economist ve Stern'ün imza attığı algı operasyonu merkezli haberler, yeni değil. Türkiye'nin iç siyasetine saldırı amacı taşıyan haberlerden biri, Amerikan yayın kuruluşu Bloomberg'den gelmişti.
Bloomberg, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e yapılan alçak saldırıya sessiz kalmayan Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'ya rest çekmesinin Avrupa'nın güvenliğini tehlikeye attığını iddia etmişti. İsveç ve Finlandiya'ya talepleri nedeniyle Türkiye'yi "kafa tutan ülke" olarak nitelendiren Bloomberg bu analizi "NATO, Erdoğan'ın genişlemeyi geciktirmesine izin vermemeli" başlığıyla servis etmiş ve Başkan Erdoğan'ı hedef göstermişti.
Her seçim öncesi benzer içeriklere imza atan The Economist, 2017'deki referandum öncesinde de Başkan Erdoğan'a yönelik benzer ifadeler kullanmıştı. Kapakta, "Türkiye diktatörlüğe sürükleniyor" ifadeleri kullanılmış, "Türkiye'nin Erdoğan liderliğinde son yıllarda geriye gittiği" iddia edilmişti.
DER SPİEGEL'DEN "DİKTATÖRLÜK" ALGISI
Alman Der Spiegel, geçtiğimiz günlerde yayınladığı analizde muhalefetin "Başkan Erdoğan aday olamaz" iddiasını kaynak göstermiş Başkan Erdoğan'ın 14 Mayıs seçimlerinde aday olamayacağı imasında bulunmuştu. Spiegel ayrıca analiz içinde kullandığı bir ankette okuyuculara "Türkiye bir diktatörlüğe doğru mu yöneliyor?" sorusunu yöneltmiş ve algı operasyonu girişiminde bulunmuştu.
France 24, seçimlere ilişkin kullandığı ifadelerle dikkat çekmişti. Türkiye'nin İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e yakılmasına verdiği tepkiyi "seçim çalışması" olarak lanse etmeye çalışan Fransız sitesi, Başkan Erdoğan'ın bu tepkiyi seçmenlerinin desteğini almak için verdiğini iddia etmişti.
Fransız medyasındaki bu hadsiz yorumla, Kur'an-ı Kerim'e yapılan saygısızlık ise görmezden gelinmişti.
ABD'li Wall Street Journal, "Erdoğan Siyasi Rakibini Hedef Alıyor" başlığı attığı haberinde, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 20 yıllık iktidarının en zorlu yarışıyla karşı karşıya. Otokratik lider tam da bu noktada muhalefeti engellemeye çalışıyor." sözleriyle seçimlerin hileli olacağı algısını yaratmaya soyundu. Başkan Erdoğan için "diktatör" denilen analizde seçimlere hile karıştırılabileceği yalanı servis edildi.