- Arnavutköy'deyiz. Sevdiğiniz bir semt burası, değil mi?
- Denize, doğaya yakın olmayı seviyorum. Burada yürüyüş yapabilme imkanım var. Semtin iç kısımlarındaki doku da çok güzel. Yazları bana Ege sahil kasabası gibi geliyor burası. Aslında hâlâ hayalini kurduğum yerde yaşamıyorum çünkü imkansız bir şey istiyorum: Şehrin içinde sessiz bir yer.
- Söz ve beste yaparken sessizliğe ihtiyaç duyuyor musunuz?
- Dönemsel olarak değişiyor sanırım. Çok uzun süreler şehrin göbeğinde, Cihangir ve Nişantaşı'nda yaşadım. Oldukça gürültülü yerler... Ama şehrin o dinamizminin beni beslediği, sosyal hayatımın çok yoğun olduğu zamanlar oldu. O sıralarda da çok yaratıcıydım hakikaten. Ama şimdi ruhumun biraz daha dinginliğe, sessizliğe ihtiyacı olduğunu hissediyorum. Eskisinden daha fazla doğaya yakın olmak istiyorum. Özellikle son birkaç senedir daha fazla kaçma isteğim var. Bütün boş vakitlerimde seyahat ediyorum, İstanbul'a bir-iki saatlik mesafelerdeki yerlere gidiyorum. Kaçamak noktalarım var.
- O kaçamak noktaları nereler?
- Kilyos, Rumeli Kavağı...
- Cuma günü yayınlanan yeni şarkınız adı Ben Fena Aşığım. Neden fena?
- Aşk zaten galiba öyle bir şey. Hem çok güzel, hem de "Bu çok fena bir duygu" da diyebiliyoruz. Baş etmesi zor. Âşık olduğumuz dönemler insanın kendinden vazgeçtiği, birine büyük hayranlık yüklediği anlar, dönemler. Bu da insanı telaşa sürüklüyor.