Karadayı dizisinin yıldızı Bergüzar Korel, Instagram'da paylaştığı bir fotoğrafla 'katı güzellik kurallarına' meydan okudu... Vitiligo hastası olan 19 yaşındaki manken Winine Harlow'un bir pozunu paylaşan Korel 'Nası göründüğünün değil nasıl hissettiğinin fotoğrafı.. Güzellik yaptırımcılarına selam olsun' notunu yazdı. Korel'in bu paylaşımı takipçileri tarafından da çok beğenildi. Korel'in fotoğrafını paylaştığı Winnie Harlow ya da gerçek adıyla Chanelle Brown Young, moda dünyasında kuralları yıkan mankenlerden biri. Winnie Harlow, vitiligo hastası. Bu da onun aslında siyahi olan teninin iki farklı renkte olmasına yol açıyor. Michael Jackson'ın da yakalandığı bu hastalık Winnie Harlow'un moda dünyasına kabul edildi. Hatta hastalığı onun kariyerinde belirleyici bir unsur oldu. Ama çocukluk yıllarında hastalığı yüzünden arkadaşları arasında alay konusu da oldu Harlow. Onu; Instagram ve Twitter sayfaları sayesinde deneyimli manken Tyra Banks keşfetti. Onu, jürisinde yer aldığı America's Next Top Model yarışmasına davet etti. Bu da Harlow'un hayatında bir dönüm noktası oldu. Genç model bu programın kadınlara kendilerini oldukları gibi kabul edip bu şekilde mutlu olmaları konusunda ilham verdiğini söylüyor. Winnie Harlow'un hastalığı henüz küçük bir çocukken başladı. Harlow'un bebeklik görüntüsü. ROLLER DEĞİŞTİ Moda dünyası kimi zaman kadın ya daerkek kendi cinsinin en kusursuz örneklerini keşfederken kimi zaman da bu dünyaya sunduğu mankenlerle şaşırtmaya devam ediyor... Bazen podyumda salındıkları zaman kadınları bile kıskandıran mankenler erkek çıkıyor, kimi zaman da sokakta top oynayan bir erkek çocuğuna benzeyen bir kadın bütün tasarımcıları peşinden sürüklüyor. İşte hem cinsiyet rollerini tersine çeviren hem de moda dünyasında son bir kaç yıla damgasını vuran o sıradışı mankenler. ESKİ FUTBOLCUNUN OĞLU Moda dünyasında cinsiyet rollerini tepe- taklak edenlerden biri de Lea T. Son olarak Fatih dizisinde kamera karşısına geçmişti. Givenchy'nin reklam kampanyasıyla dikkatleri üzerine çeken Lea T. Bir zamanlar erkek olan ve Leandro Cerezo adını taşıyan 30 yaşındaki Lea T, bugüne kadar Vanity Fair ve Vogue gibi dergiler için de poz verdi. Brezilyalı eski milli futbolcu Toninho Cerezo'nun çocuğu olan Lea T., internetteki models.com adlı sitenin En İyi Kadın Mankenler listesinde 42'nci sırada yer alıyor. Koyu bir Katolik olan ailesi onun tercihi yüzünden pek hoşnut olmamış önceleri. Lea T. 'Ama mutsuz olmakla mutlu olmaya çalışmak arasında benim yapmam gereken bir seçimdi' diye anlatıyor. Reklam kampanyasında Lea T. ile çalışan Givenchy'nin yaratıcı yönetmenlerinden Riccardo Tisci 'O gerçek bir tanrıça... Her zaman kadınsı, kırılgan ve son derece aristokrat görünmeyi başarıyor' diye konuşuyor. Moffy, İngiltere'de yaşayan sıradan, ilk bakışta güzel ama gözden kaçmayan bir kusuru olan bir genç kızdı. Bir arkadaşının önerisiyle Pop adlı kült dergiye kapak pozu verince hayatı değişti... O şimdi moda dünyasının kendisinde gelecek gördüğü bir manken. Hem de göz önündeki kusursuz görünüşlü diğer mankenlerin aksine şaşı gözlerine rağmen. Tıptaki adı Strabismus olan halk arasında ise şaşı olarak nitelendirilen bir göz kusuruna sahip Moffy. Kate Moss'u da keşfeden Storm Models adlı ajans ile bir anlaşma imzaladı. Onu kaderini değiştiren bu noktaya getiren olay, Pop adlı derginin kapağı için İngiltere milli futbol takımının üniformasıyla üstelik de makyajsız verdiği pozlar oldu. Ondan sonra hayatı hiç beklemediği şekilde değişti. Moffy'yi dergiye öneren fotoğrafçı Tyrone LeBon'ın kız arkadaşı olmuş. Dergi de bu ilginç görünüşlü genç kızla çalışmayı tercih etmiş. Bu durumu 'Daha önce profesyonel modellerle çalışmıştık ve bu kez bir değişiklik istedik' diye anlatıyor Tyrone LeBon. Moffy, incecik, kusursuz görünüşlü mankenlerin dünyasında şaşı gözleri ve etkileyici güzelliğiyle daha şimdiden tarihe geçmiş görünüyor. EMEKLİ OLMAK İSTEMEDİĞİ İÇİN Moda dünyasının en gözde mankenlerinden biri bile olsanız 30 yaşına geldiğiniz zaman sizi bekleyen 'zorunlu emeklilik'... 20'li yaşlarını bitirdiklerinde tanıtıkm yüzü oldukları ünlü firma tarafından anlaşmaları yenilenmeyen Miranda Kerr ve Gisele Bundchen bu acımasız kuralın en çarpıcı örneklerinden. 31 yaşındaki Elliot Sailors ise bu kurala başkaldırmanın ilginç bir yöntemini buldu... Saçlarını kestirdi, göğüslerini sımsıkı sararak belirgin görünmesini önledi ve... tıpkı bir erkek manken gibi çalışmaya başladı. Aslında bir çok manken için 'geç' sayılabilecek 31 yaşına kadar mesleğini sürdüren Sailors, daha yıllarca mesleği yapabilmek için böyle ilginç bir karar aldı. Sailors, hikayesini 'Erkek mankenlerin olabildiğince genç görünmek gibi bir zorunluluğu yok. Zaten mesleğe ilk başladığımda bana yüzümün çok erkeksi olduğu söylenmişti. Ben de buradan yola çıkarak makyajın da yardımıyla erkek gibi görünebileceğimi düşündüm' diyerek anlattı. Elliot Sailors, 2012 yılından bu yana çeşitli firmaların erkek koleksiyonlarının tanıtımında görev alıyor. Elliot bu işe başladığından bu yana günlük hayatında da erkek gibi giyinmeyi tercih ediyor. Makyaj yapmayı zaten çok sevmediği için bu şekilde rahat ettiğini söylüyor. Sailors'ın kocası Adam Santos Cop onun en büyük destekçisi. Çİftin tek sorunu Sailors'ın kısacık saçları ve giyim tarzı yüzünden eşcinsel bir çift sanılmak. Elliot Sailors'ın annesi ise dini gerekçelerle kızının bu kararına karşı çıkmış ve onu vazgeçirmeye çalışmış. Ancak başarılı olamamış. Elliot Sailors'ın yaptığı bu kariyer değişikliğinin diğer meslektaşlarına farklı bir yol açıp açmayacağını zaman gösterecek. KADINLARI KISKANDIRAN GÜZELLİK Bu iki fotoğrafa baktığınızda aynı pozu veren iki kadının da çok güzel olduğunu düşünüyorsunuz büyük olasılıkla. Ama gerçek göründüğü gibi değil. Sol karedeki ünlü bir dönem beyazperdeye damgasını vuran Nastassja Kinski ve onun Richard Avedon'un objektifiyle ölümsüzleşen pozu. Yıllar sonra aynı pozu veren ise moda dünyasının en sıradışı mankenlerinden biri olan Andrej Pejic. Yani 19 yaşında bir genç adam... Hem erkek hem kadın görüntüsüyle moda dünyasının son dönemine damgasını vuran Pejic, Out dergisi tarafından 'Yılın Tarz Sahibi' kişisi seçildi. Pejic, derginin yeni sayısı için gelinliği andıran bir giysiyle de objektif karşısına geçti. Pejic, New York'ta düzenlenen ödül törenine de podyumdaki görüntüsünü aratmayan bir kıyafetle katıldı. 20 yaşındaki Pejic son bir kaç yıldır tüm ünlü tasarımcıların gözdesi. Podyuma çıktığında da hem erkek hem kadın kıyafetleri giyebiliyor. Pejic özellikle de Jean Paul Gaultier'nin gözdelerinden biri. Genç model alın teri döktüğü moda dünyasında ciddiye alınmak ve tutunabilmek için diğerlerinden çok daha fazla çalışmak zorunda olduğunu düşünüyor. Bunun nedenini de şöyle açıklıyor: 'İki kez daha sıkı çalışmalıyım. Çünkü ancak bu şekilde insanlar benim gibi birini ciddiye alır.' Andrej Pejic, erkek meslektaşlarının kendisine yaklaşımından da pek memnun değil. 'Hepsinin kız arkadaşı var. Ama kuliste, bütün gözlerden uzak olduğumuzda hepsi beni taciz etmeye çaışıyor' diye konuşuyor Pejic. Bu fotoğrafı gören herkes ilk anda moda dünyasının son derece etkileyici bakışlara ve kusursuz yüz hatlarına sahip güzel bir kadın manken kazandığını düşünmüştü. Oysa gerçek sanıldığı gibi değildi... Kimi zaman görünümüyle ünlü yıldız Scarlett Johansson'u andıran bu manken Hırvat asıllı Avustralya doğumlu Anrej Pejic'ten başkası değildi. Yani sanıldığı gibi nefes kesici güzelliğe sahip bir kadın değil 'yakışıklılık' kavramını kelimenin tam anlamıyla 'tepe takla' eden genç bir adam.. 20 yaşında ve 1.83 cm boyundaki Andrej Pejic, dünyanın en güzel dış görüntüye sahip androjen mankeni olarak kabul ediliyor. Geçen yıl Paris'te düzenlenen Moda Haftası'nda da podyuma çıkan Pejic, görünümüyle birbirinden güzel kadın mankenleri bile geride bıraktı. John Galliano, Jean Paul Gaultier, Raff Simmons ve Paul Smith gibi ünlü tasarımcıların koleksiyonlarını tanıtan Pejic, bu yılın başında kariyerinde hızlı bir yükselişe geçti... Bazıları bebek yüzlü olsa da kasları ve baskın erkeksi görünüşleriyle dikkat çeken diğer ünlü erkek mankenlere taban tabana zıt bir görünüm sergiliyor Pejic. Dolgun dudakları, iri gözleri, şehvetli bakışlarıyla genç bir erkekten çok yeniyetme bir kadını andıran Andrej Pejic gördüğü ilgiden son derece memnun. 'Birlikte çalıştığım fotoğrafçıların görüntümden hoşlandıklarını düşünüyorum' diyor Pejic. 'Sürekli benim uç noktadaki androjenliğimden söz edip ne kadar ince göründüğümü söylüyorlar.' Erkekten çok kadını andıran görünümüyle dikkat çeken Pejic, gördüğü ilginin farkında ve kariyeriyle ilgili kararlar verirken bu durumu lehine çevirmeyi de beceriyor. Pejic, Vogue Türkiye'nin kasım ayı sayısı için de Hüseyin Çağlayan tasarımlarıyla poz vermişti. Bu çekimde Pejic'e Jana K eşlik etmişti. Bu androjen görüntüsü yüzünden Pejic'in başına ilginç olaylar da geldi. Pejic, Dossier Journal adlı derginin Mayıs 2011 sayısına saçlarında bigudilerle ve üstsüz kapak pozu verdi. Dergi bu fotoğraf yüzünden ünlü kitap satış zincirleri tarafından poşetle sansürlendi. Mağaza zincirlerinin yöneticileri bu kararın gerekçesini 'Pejic'in görüntüsünü kadına öylesine benziyor ki. Müşterilerimiz yanlışlıkla üstsüz kadın fotoğrafı sanabilirler diye böyle bir uygulama yaptık' diyerek açıkladı. Pejic'in yüz hatları kimi zaman ünlü yıldız Scarlett Johansson'u andırıyor. Pejic kimi zaman kadın dergilerine poz veriyor. Kimi zaman da sütyen tanıtımlarında görev alıyor. Pejic bu sezonun başında Fatih dizisi için kamera karşısına geçmişti. Ünlü manken, Fatih Sultan Mehmet'in yakın arkadaşı Eflak Prensi Radu'yu oynamıştı. Andrej Pejic geçen yıl operasyon geçirerek tam anlamıyla cinsiyet değiştirdi ve kadın oldu. Kariyerinin bundan sonrasının ne olacağını ise zaman gösterecek. BİRAZ KADIN BİRAZ ERKEK Moda dünyasının görüntüsüyle şaşırtan tek örneği Andrej Pejic değil. Bir de onun tam tersi bir örnek var: Agynnes Deyn. Biraz kadına benziyor, biraz erkeğe... 1. 73 boyunda, 78- 60-88 ölçülerinde.. 34 beden... Bu vücut ölçüleriyle kimi zaman cinsiyetsiz bir çocuğa benzedeği de oluyor... Ama o dünyanın en gözde ve en çok kazanan mankenlerinden biri. 2000'li yılların moda ikonu. İşte saç rengini de adını da değiştirip aniden kariyerinde hızla yükselen ünlü mankenin öyküsü. 16 Şubat 1983'te dünyaya geldiğinde ailesi ola Laura adını verdi: Laura Hollins. Henüz 14 yaşındayken çalışmaya başladı. Patates yemekleri satılan bir kafede garsonluk yaptı. Daha sonra Londra'da ailesiyle yaşadığı evden ayrılıp başka bir yere taşındı. O sırada da hamburgercide çalışmaya başladı. Bu kadar küçük yaşta içine girdiği bu çalışma hayatından sıkıldı. 18 yaşına geldiğinde bir modellik ajansına kayıt oldu. Manken olarak ilk işini de sonradan arkadaş olacağı Henry Holland'dan aydı. House of Holland markasının tanıtım yüzü oldu. Her şey sıradan ve yavaş bir biçimde ilerliyordu. Sonra bir gün yolda yürürken aniden bir karar verdi. Soluğu bir erkek berberinde aldı. Saçlarını kısacık kestirdi. Bununla da yetinmedi platin sarısına boyattı. Bu şekilde ilginç hatlara sahip yüzü iyice belirgin hale geldi. Bu da onun kariyerinde hızla yükselmesine sebep oldu. Aslına bakılırsa vücudunun öyle çok dikkat çeken bir özelliği de yoktu. Ondan sonra da ilk işvereni olan Henry Holland sayesinde kendini önce basına tanıttı. Podyuma çıkmadığı defilelerde bile sahne arkasında gazetecilere poz verdi. İşte o pozları verirken giydiği ilgi çekici giysiler sayesinde podyumdaki mankenlerden bile daha fazla ilgi çekti. Sonra adını değiştirdi. Artık o Laura Hollins değil Agyness Deyn idi. Sonra moda dünyasının yeni ikonu oldu kısa sürede. Önemli markaların yüzü oldu... Hatta 2007'de İngiltere'nin en iyi modeli seçildi. Bu hızlı çıkışı ve ulaştığı yeri inatla koruyor Agyness Deyn. Sürekli kendini yeniliyor. Saçlarını biraz uzatıyor sonra yeniden kısacık kestiriyor. Öyle herkesin kolay kolay cesaret edemeyeceği renklere boyatıyor. Sözün kısası ne yayıp edip gündemde kalmayı beceriyor. Deyn, son zamanlarda saçını uzattı. Ünlü manken iki yıl önce aktör Giovanni Ribisi ile dünyaevine girdi.