Kimi evini değiştiriyor, kimi soluğu savcılıkta alıyor, kimi de sosyal medya hesaplarını kapatıyor. Ünlüler hiçbir şeyden çekmedi saplantılı hayran teröründen çektiği kadar. Bu terörün son kurbanı şarkıcı Nez. Ama Bülent Ersoy'dan Emel Sayın'a, Hadise'den Hande Yener'e birçok ünlü bu durumun mağduru. Birçoğu hastalıklı kişilik olan bu saplantılı hayranlar uzmanlara göre dijital dünyanın mesafeleri ortadan kaldırmasıyla ünlülerin hayatlarını daha fazla terörize eder oldu.
Psikiyatrlar bu kişilerin normal olmadığını söylüyor. Teknoloji uzmanları ünlülerin sosyal medya hesaplarını kullanırken profesyonel destek almaları uyarısında bulunuyor. Hukukçular ise "Yasalarımız mağduru koruyor, mağdur olan hemen en yakın karakola başvuru yapabilir" diyor.
Dünyaca ünlü bir Fransız yönetmen, önemli bir film festivaline katılmak için güzide şehrimiz İstanbul'a geldiğinde dinlenmek için otel odasına çekilir. Çeşitli hediyeler ile birlikte bir de hayran mektubu onu beklemektedir. Hevesle mektubu açan yönetmen hayatının şokunu yaşar.
Çünkü hayranı, mektupta, ertesi gün katılacağı söyleşide onu öldüreceğini yazmaktadır. O yönetmen, efsanevi film Köprü Üstü Aşıkları'nı çeken Leos Carax'tır. Yönetmen durumu festival yöneticilerine bildirir ve eğer bu saplantılı hayran bulunmazsa söyleşiye çıkmayacağını söyler. O hayran bulunur, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılır. Fakat saplantılı hayran Carax'ın peşini bırakmaz. Bir festival partisinde onu yakalar. Carax tedirgin bir şekilde onunla konuşmak zorunda kalır. Ve neden kendisini öldürmek istediğini sorar. Saplantılı hayran, "Sizi çok seviyorum, Jim Morrison gibi bir efsane haline gelmenizi istiyorum. Ayrıca bu öldürme anını kendi çekeceğim filmde kullanmak istiyorum. Filmde sizin gerçekten ölmeniz gerekiyor" cevabını verir.
Bu olay 2013 yılında yaşandı. Neyse ki Leos Carax'a bir saldırı olmadı. Carax, saplantılı hayran terörüne uğrayan ne ilk sanatçıydı ne de son olacaktı. En yeni durum şarkıcı Nez'e bir hayranı tarafından kanlı gelinlik videosu gönderilmesi. Nez'in yaşananları polise haber vermesi, savcılığın devreye girmesi ve SABAH Günaydın'ın bu gelişmeleri haber yapmasıyla Türkiye durumdan haberdar oldu.
Şarkıcı Nez'in, Beyoğlu'nda sahne aldığı mekanda her defasında aynı masada oturan 42 yaşındaki Oğuz B., şarkıcıyı gözlerinin içine baka baka boğaz kesme hareketi yaparak tehdit ediyordu. Mekana girişi engellenen Oğuz B., bu sefer Nez'i sosyal medya üzerinden taciz etmeye başladı.
Sonra da kanlı gelinlikle çekilen bir video gönderdi "Bu gelinlik senin. Ya benim olacaksın ya da öleceksin. Seçimini yap" diyerek şarkıcıyı ölümle tehdit etti. Nez şikayetçi oldu. Oğuz B., şimdilerde 'tehdit ve cinsel taciz' suçlarından beş yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
GERÇEKLİKLE İLİŞKİLERİ KOPMUŞ KİŞİLİKLER
Carax'ı ve Nez'i tehdit eden insanlar normal değiller elbette. Psikiyatr Uğur Zeren, bu tür vakalarda karşımıza çıkan saplantılı hayranların, gerçeklikle ilişkileri bozulmuş insanlar olduğunu söylüyor.
Zeren "Bu tür saplantılı kişilikler, genellikle psikolojik rahatsızlık içerisinde.
Bu hastalıktan mustarip kişilikler, sevdikleri sanatçının kendilerine âşık olduğuna inanıyor, siz ne kadar kanıt gösterirseniz gösterin gerçeğe inanmıyorlar. Şizofrenik bir durumla o inancın peşinden gidiyor. Çünkü gerçeklikle ilişkileri kopmuş insanlar bunlar."
53 YIL BOYUNCA TAKİP ETTİ
Psikiyatr Uğur Zeren ile konuşurken Fatma Girik'in 53 yıllık saplantılı hayranı Mehmet Altan geliyor aklıma. İlk olarak Girik'in 20 yaşındayken karşısına çıkmış Altan.
Yıllar içinde kah çalıştığı işyerinin çevresinde, kah oturduğu mahallede görülmüş. Her seferinde polise gidiliyor tabii. En son, geçirdiği bir operasyon sonrasında Girik'in yattığı hastanedeki odasına girince ve iş mahkemeye yansıyınca biz de Girik'in yaşadığı terörün hikayesini öğrendik.
Altan'ın "Keşke seni zamanında kaçırsaydım" diye bıraktığı not ise, Girik'in yıllar içinde nasıl büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığının yazılı belgesi olarak hayran terörü tarihine geçti.
Zeren "Kendi dürtülerini kontrol edemeyen sınır kişilikler, anti-sosyal kişilik bozukluğu yaşayan bu tür saplantılı hayranlar, bazen reddedilmeyi kendi benliklerine karşı tehdit olarak görüp düşmanca davranışlar bile sergileyebiliyor" diyor.
Saplantılı hayranları tarafından vurulan, bıçaklanan ünlüleri düşününce bu düşmanca davranışların aslında öldürmeye yönelik eylemler olduğu insanın aklına geliyor.
ZORLA DA OLSA TEDAVİ OLMAK ZORUNDALAR
Saplantılı hayranlar Zeren'in de belirttiği gibi rahatsızlığı olan kişilikler. İş yargıya taşınınca hukuk jargonuyla söylersek akli dengesi yerinde olmadığı için ceza almayanlar bile var. Ve serbest kaldıklarında yine aynı ünlüye musallat olabiliyorlar. Zeren "Bu tür insanlar muayene ediliyor.
Eylemlerini hastalıklarının alevli döneminde yaptıkları zaman hukuken böyle bir sonuca ulaşılıyor" diyor. "Çünkü" diyor "Bu alevli dönem kişinin gerçeği yorumlama yetisinin bozulduğu, olayları yorumlayamadığı, gerçek dışı bir dünyada yaşadığı dönemler." Ama bu hastalıkların tedavisi olduğunu söylüyor Zeren, "Hastalığın doğası gereği hastalar, hasta olduklarını kabul etmiyor. Ama eğer tedavi görmezlerse de hukuken tedavi edilme zorunluluğu ile karşı karşıya kalıyorlar. Bu konuda bir düzenleme yapılmıştı" diyor. Yani artık hasta olup tedavi olmayı kabul etmeyen zorla tedavi ediliyor.
TÜRKİYE HUKUKİ OLARAK ÖNLEMİNİ ALDI
Türkiye, saplantılı hayran terörüne karşı hukuki olarak önlemlerini alan ülkelerden biri. Avukat Mustafa Tırtır, bu tür suçlara yönelik en son 2012'de birtakım hukuki düzenlemeler yapıldığını anlatıyor. Tırtır "Bu konu hukukta ısrarlı takip eylemi olarak tanımlanıyor. Takip edildiğini düşünen bir kişi, en yakın Cumhuriyet Savcılığı'na ya da karakola giderek suç duyurusunda bulunabilir. Ayrıca 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 1. maddesi tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunmasını amaçlıyor" diyor. Tırtır bu kanunun uygulama yönetmeliğinde ısrarlı takip eyleminin şu şekilde tanımlandığını anlatıyor: İçeriği ne olursa olsun, fiili, yazılı, sözlü olarak her türlü iletişim aracını kullanarak kişinin güvenliğinden endişe edecek şekilde, fiziki ya da psikolojik açıdan korku ve çaresizlik duygularına sebep olan tutum ve davranışlar.
Tırtır "Kişi bu kanun çerçevesinde Aile Mahkemeleri'ne başvurarak koruma kararı talebinde bulunabilir. Delil ve belge aranmaksızın kişiye koruma sağlanır. Ve ısrarlı takibi yapanın eylemini kısıtlayıcı kararlar verebilir. Bu kısıtlayıcı kararlara uyulmadığı zaman hapis cezası ile ısrarlı takip yapan karşı karşıya kalabilir" diyor. Avukat Enes Sekman ise "Bu tür davalarda huzur ve sükunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla telefon edi-l mesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykır ı başka bir davranışta bulunulması halinde mağdurun şikayeti üzerine fail üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile yargılanabilir. Ki üçten fazla bir insanı aramak ısrarla telefon edilmes i demektir" diyor.
DİJİTAL DÜNYA BU SORUNU GÖRÜNÜR KILDI
Peki son yıllarda bu vakalar neden artıyor? Elimizde istatistiki bir veri yok. Ama saplantılı hayran teröründen mustarip ünlüler artık sıklıkla soluğu mahkemede almaya başladı. SABAH teknoloji editörü Timur Sırt, saplantılı hayran terörünün eskiden beri var olduğu anlatıyor "Ama" diyor: "Gittikçe arttığını düşünüyorum. Bunun sebebi dijital dünyadaki gelişmeler. Artık ünlüler çok daha ulaşılabilir durumdalar.
Ve isterseniz onları çok rahat takip edebiliyorsunuz. Çünkü özellikle sosyal medya kullanımı konusunda profesyonellerden yardım almıyorlar ve aslında bilmeden, bu tür hayran terörü gibi tehlikelere açık bir şekilde yaşıyorlar." Psikiyatr Zeren de Sırt ile benzer düşünüyor: "Eskiden bu tür saplantılı hayranların ünlülere ulaşması kolay olmuyordu. Fakat dijital dünya bu konuda herkesi eşitledi. Ve dijital dünyanın insanlık için bu avantajlı durumu, meseleyi eskisine göre daha görünür hale getirdi" diyor. Dijital dünyada kişiler arası statü ve mesafenin ortadan kalktığını söyleyen Zeren "İnsanlar yüz yüze gelince söylenmeyecek her türlü sözü davranışı, sosyal medyada çok rahat sergileyebiliyor. Saplantılı hayranlar için de dijital dünyanın, sosyal medyanın bu tür olanakları, onların eylemlerini gerçekleştirmesi için önemli bir zemin hazırlıyor" diyor.
Ve isterseniz onları çok rahat takip edebiliyorsunuz. Çünkü özellikle sosyal medya kullanımı konusunda profesyonellerden yardım almıyorlar ve aslında bilmeden, bu tür hayran terörü gibi tehlikelere açık bir şekilde yaşıyorlar." Psikiyatr Zeren de Sırt ile benzer düşünüyor: "Eskiden bu tür saplantılı hayranların ünlülere ulaşması kolay olmuyordu.
Fakat dijital dünya bu konuda herkesi eşitledi. Ve dijital dünyanın insanlık için bu avantajlı durumu, meseleyi eskisine göre daha görünür hale getirdi" diyor. Dijital dünyada kişiler arası statü ve mesafenin ortadan kalktığını söyleyen Zeren "İnsanlar yüz yüze gelince söylenmeyecek her türlü sözü davranışı, sosyal medyada çok rahat sergileyebiliyor. Saplantılı hayranlar için de dijital dünyanın, sosyal medyanın bu tür olanakları, onların eylemlerini gerçekleştirmesi için önemli bir zemin hazırlıyor" diyor.
BÜLENT ERSOY VURULDU, MÜSLÜM GÜRSES VE EMEL SAYIN BIÇAKLANDI
Saplantılı hayran terörü son yıllarda sıkça karşımıza çıksa da hafızası iyi olanlar kimlerin başına neler geldiğini iyi hatırlar. Çünkü sanat dünyasının bir türlü çözemediği bir sorun bu. Mesela Bülent Ersoy 1989'da Adana'da sahne aldığı bir gazinoda hayranı Hacı Tepe tarafından vurulmuştu.