Son dakika... Yapılan araştırmalar, corona virüse karşı bağışıklığınızı güçlendirecek önemli kanıtlar ortaya çıkardı. Salgın ile beslenme alışkanlıklarımız arasındaki bağlantı yadsınamaz. İzolasyon ve karantina stresi, fast fooda olan yoğun ilgi insanları koronavirüse karşı daha güçsüz hale getiriyor. Beslenme düzenine dikkat etmemek, aynı zamanda bağışıklık sisteminizi engelleyerek sizi potansiyel olarak daha büyük bir hastalık riskine sokabilir. Peki, koronavirüse gerçekten iyi gelen gıdalar ve vitaminler nelerdir? İşte, koronavirüsten koruyan ve bağışıklık sistemini güçlendiren gıdalar…
"Beslenme" kelimesini duyunca genellikle akla gelenler, modaya uygun diyetler, meyve sulu 'detokslar' ve takviyelerdir. Sosyal mesafe, maske önlemleri ve etkili aşıların yanı sıra, sağlıklı bir bağışıklık sistemi, insanların koronavirüs enfeksiyonuna karşı en iyi savunmasıdır. Bu şekilde kalması için doğru beslenme mutlak bir zorunluluktur. Peki, KOVİD-19'a karşı gerçekten ne iyi geliyor? İşte, hastalığa karşı kendinizi korumanızı sağlayacak ve vücut direncinizi güçlendirecek beslenme bilgileri...
D vitamini, en popüler araştırma konularından biri. Yayınlanan araştırmaların bazıları çok umut verici görünüyor. Örneğin İspanyol göğüs hastalıkları uzmanı Marta Castillo'nun çalışması.
Lübeck'teki Schleswig-Holstein Üniversitesi Tıp Merkezi Beslenme Tıbbı Enstitüsü'nde farmakolog ve profesör olan Martin Smollich, "Bu, D vitamininin etkinliğini kanıtlamak için sık sık tekrarlanan çalışmalardan biri" diyor.
Smollich, mikro besinler ve gıda takviyeleri üzerine araştırma yapıyor. Vitamin ve minerallerin etkisinin ideolojik ve ekonomik nedenlerle abartıldığı veya küçümsendiği günümzsde Smollich, farklı bir tablo oluşturmaya çalışıyor.
BİLİMSEL KANITLARA DAYALI
İlk bakışta Castillo'nun aratırmasının sonucu hayli iyimser: D vitamini verilen 50 corona hastasından sadece biri yoğun bakım ünitesine alındı. D vitamini verilmeyen deneklerin ise yüzde 50'sinin yoğun bakıma ihtiyacı vardı.
Prof. Smollich, "Bu tür çalışmalarda ilk adım, bu iki grubun nasıl oluştuğuna bakmaktır" diyor. D vitamininin etkinliği hakkındaki soruyu gerçekten cevaplayabilmek için, grupların olabildiğince özdeş bir şekilde oluşturulması gerekiyor.
METODİK OLARAK TUTARLI MI?
İşte sorun tam da burada yatıyor: Araştırma, bazı risk faktörlerini listeliyor ve önceden var olan belirli rahatsızlıklardan (örneğin tip 2 diyabet) kaç hastanın muzdarip olduğu hakkında bilgi veriyor.
Smollich, "D vitamini alan gruptaki deneklerin yalnızca yüzde altısı şeker hastasıydı. Oysa plasebo verilen diğer gruptaki hastaların yüzde 19'u diyabetten muzdaripti" diyor.