Baş dönmesi, baş ağrısı, bilinç durumunda bozukluk, ateş, öksürük, nefes darlığı gibi belirtileri bulunan mutasyonlu koronavirüs tüm dünyayı etkisi altına alırken enfeksiyonlara karşı bağışıklık sisteminin güçlü tutulması gerekiyor. Virüslere karşı ilaçlarla mücadelenin yanı sıra doğanın bizlere sunduğu mucizevi besinler bu noktada devreye giriyor. Özellikle bitki çaylarıyla beslenme düzeni oturtmak ve vitamin değerleri yüksek besinlerle takviye yapmak başta koronavirüs olmak üzere pek çok hastalığın önüne geçiyor. İşte bakterileri ve virüsleri öldüren süper besinler!
ENFEKSİYON HASTALIKLARINDA ENERJİ ALIMI DAHA FAZLA OLMALI
Enfeksiyon hastalıklarında genel olarak vücudun enerji gereksinimi artmaktadır. Çünkü ateş bu hastalıklarda sık görülen bir bulgudur. Vücut ısısının 1 derece yükselmesi ise bazal metabolizma hızında %10-12 oranında bir artış getirmektedir. Bu yüzden enerji alımı normalden biraz daha fazla olmalıdır. Ancak aşırı beslenmenin de solunum yükünü artırdığı unutulmamalıdır.
Enerji ihtiyacının karşılanması için; protein, posa, vitamin ve minerallerden zengin bir beslenme programı uygulanmalıdır. Su tüketimi, olası sıvı kaybı nedeniyle 2,5-3 lt. civarında olmalıdır. Özellikle üst solunum yolları enfeksiyonlarında bağışıklık sistemine destek sağlayacak vitamin, mineral ve besinler şunlardır:
C VİTAMİNİ
En iyi antioksidan vitaminlerden biridir. Eğer C vitamini vitamin formunda değil de besinlerden alınırsa bu gıdalardaki fotokimyasal maddelerden de yararlanılır. Böylece vücuttaki savaşçı hücreler de güçlenir. Gün içinde domates, taze biber, roka, maydanoz, mandalina, greyfurt, portakal, nar, kuşburnu ve kivi gibi C vitamini içeren besinler tüketilmelidir.
ÇİNKO VE SELENYUM:
Bağışıklık sistemi için önemli minerallerdir. Selenyum; deniz ürünleri, et, soğan ve sarımsakta bulunur. Çinko ise kabak çekirdeği başta olmak üzere; çiğ fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, hindi eti, kuzu eti, kuşkonmaz ve mantarda bulunur. Bu minerallerin antioksidan etkisi yüksektir ve vücudun toksinlere karşı savaşan hücrelerini güçlendirirler.
OMEGA 3 YAĞ ASİTLERİ:
Bunlar en değerli yağlardır. Bağışıklık, beyin ve sinir sistemi, psikoloji, kalp-damar sağlığı için olmazsa olmaz bir besin ögesidir. Balık mevsiminin başlaması ile haftada mutlaka 2 gün balık yenmelidir. Balık omega-3 dışında vücudun üretemediği elzem aminoasitleri de içerir ki bunlar hücrelerin yenilenmesi ve yaşlanmaya karşın gereklidir. Çiğ fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar da Omega 3 içermektedir.
BETA-KAROTEN:
Sarı-turuncu bitkilerde bulunmakta ve en kuvvetli antioksidanlar arasında yer almaktadır. Balkabağı, havuç, ananas, hurma ve kayısı en fazla beta-karoten içeren sebze ve meyvelerdir.
KUERSETİN;
Turunçgiller, elma, kırmızı üzüm, soğan, çilek, dut, böğürtlen gibi meyveler ve kırmızı soğan gibi besinlerin kabuklarında bulunan bir pigmenttir. Kansere, kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi vardır. Bağışıklık sistemi ve cilt sağlığı için önemlidir ve güçlü bir antioksidandır.
PREBİYOTİK BESİNLER:
Bağırsak sağlığı bütün vücudu etkilemektedir. Bağırsaklarda ne kadar probiyotik bakteri varsa metabolizma o kadar güçlü olur. Bu bakterileri artırmak için prebiyotik besinler tüketmelidir. Kefir ve probiyotik yoğurt bu bakterilerden zengin besinlerdir. Bunun yanında pancar, muz, pırasa, enginar, sarımsak ve soğan da bu bakterilerin artmasını sağlar. Sarımsak içinde kükürtlü bileşikler yanında A, B1 ve C vitamini de içeren çok faydalı bir besindir. Bu içerikler bağışıklığı kuvvetlendirerek ve hücreleri koruyarak antibiyotik, antiviral, antibakteriyel ve antifungal etki gösterir. Sarımsağın bu etkilerinden yararlanabilmek için bütün olarak değil çiğnenip, ezilerek tüketilmesi gerekmektedir
ZERDAÇAL (KURKUMİN):
Zerdeçalın antiinflamatuar etkisinin yapılan geniş araştırmalar neticesinde kurkuminden kaynaklandığı belirtilmektedir. İnflamasyon ile ilişkili olan enzimleri düzenlemektedir. İnflamasyon işleyişinin; beyin, kalp - damar, akciğer, metabolik ve otoimmün hastalıklar gibi birçok kronik hastalıkta rolü olduğu bilinmektedir.
KAKULE:
Bakteri ve virüslere karşı etkilidir. Soğuk algınlığı, bronşit, öksürük, yüksek ateş şikayetlerinin hafiflemesinde yararlıdır. Bağışıklık sistemini destekler. Sık sık enfeksiyon hastalıklarına yakalanan kişilerde direnç oluşmasına yardımcı olur. Ağız ve boğaz yangılarında etkilidir.
EKİNEZYA:
Üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu ve tedavi edici etkisi bulunmaktadır. Bağışıklık sisteminin etkinliğini destekler. Son yayınlanan çalışmalara göre ekinezya ürünleri, hem soğuk algınlığına yol açan hem de uçuk virüs gibi virüsleri öldürüp, hem de virüslerin yol açtığı iltihap etkenlerinin miktarını kontrol ederek boğaz ve akciğerlerdeki iltihabın yol açtığı hasarı engellemektedir.
GİNSENG:
Yorgunluk, bitkinlik gibi durumlarda vücut direncini artırır. Bağışıklık sistemini düzenler ve destekler. Kan sulandırıcı, kan basıncını ve kan şekerini düzenleyici, sinir sistemini dengeleyici etkileri bilimsel olarak ortaya konulmuştur. Şeker hastası olmayan kişilerde yemek sonrası kullanıldığında kan şekerinin yükselmesini önler. Ginseng, değerli ve etkili bir bitkidir. Bu nedenle piyasada çok sayıda düşük kalitede ya da sahte ürün yer almaktadır. Etkili olabilmesi için mutlaka güvenilir kaynaklı ürün satın alınmalıdır.
Güçlü antioksidan özelliği sayesinde vücudu sadece grip, nezle gibi basit hastalıklara karşı güçlendirmeyen ginseng, aynı zamanda kanser gibi ciddi rahatsızlıklarda da kendini gösteriyor, kansere yakalanma riskini azaltıyor. Oluşmuş olan kanserli hücrelerinse büyümesini ve çoğalmasını olabildiğince yavaşlattığı söyleniyor.
OOLONG VE ROOİBUS ÇAYI:
Çay doğru bir şekilde demlendiğinde ve uygun miktarda tüketildiğinde antioksidan etki gösterir ve içindeki fenolik bileşenlerin kronik hastalıklara karşı koruyucu etkisi vardır. Oolong çayının antioksidan etkisi çok daha fazladır, çünkü siyah çay ve yeşil çayın birleşimidir. Rooibus çayının da antioksidan oranı yüksektir ve çocuklar için güvenle kullanılabilir. Oolong çayı kafein içerir ama rooibus çayı kafein içermez.