Antalya'da, Ortaçağ'dan bugüne kültürel ve tarihi izleri barındıran, Akdeniz'in en temiz denizine sahip Kekova, saf güzelliğiyle ziyaretçilerini hayran bırakıyor. Kekova Antalya'nın batısında Demre'yle Kaş arasında aynı adı taşıyan bir ada ve daha küçük adacıkların çevrelediği saklı bir cennet. Kemer yakınlarındaki Olympos Fethiye 'ye kadar uzanan antik Likya bölgesinin en korunaklı koylarına sahip. Doğanın ve tarihin, denizin mavisiyle boyandığı bir yer.Bu mavi o kadar özel ki 'Kekova mavisi' diye bir renk tanımı bile var. Kekova adasının tarihsel adı Dolichiste. Bugün kullandığımız adın nereden geldiğine ilişkin çeşitli rivayetler var.Bunlardan biri Kekikova'dan geldiği... Çünkü çevrede kekik doğal bir bitki örtüsü gibi , yaygın ; ticari amaçla bile yetiştirilip, pazara çıkarılıyor.Kekova adasının kuşattığı koyun içinde iki yerleşim var. İlki Üçağız Köyü. Kaş ve Demre yönünden deniz ve karayoluyla ulaşabilirsiniz.Deniz yoluyla ulaşım Demre'den çok daha kısa ve kolay. İkincisi sadec deniz yoluyla ulaşabiliceğiniz Kaleköy. Her iki yerleşimin yakın çevesi asırlık zeytin ve harnup (keçiboynuzu) ağaçları ve çok sayıda görkemli Likya lahitleri ile dolu. Artık Kekova , sahip olduğu kürtürel tarihi ve doğal zengilikleriyle girdiği UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nden kalıcıya geçmeyi hedefliyor. Çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yaptı. Uzun yıllar Likya Uygarlığı'nın daha sonra da Roma, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu'nun etkisinde kalan yörede , bugün de küçük yerleşim alanları bulunuyor. Doğal güzelliklerin yanı sıra antik ve tarihi eserlerin zenginliği , bölgeyi arkeoloji turizmi açısından çekici kılıyor.