Dünyanın en eski şehirlerinden biri İstanbul. Geçiş güzergahında olması, Asya ve Avrupa'yı birleştirmesi, tarih boyunca bu şehri herkes için gözde bir yer haline getirmiş. Medeniyetlerin buluşup kaynaştığı, kültürlerin harmanlandığı bu kadim şehrin el değiştirmesi, yeni bir çağın başlangıcı kabul edilecek kadar önemsenmiş. Böylesi bir tarihi serüven de birçok değerin burada yeşermesine neden olmuş.
Değer oluşturmak o kadar kolay değil. O değerlerin oluşması için bazen yüzyıllar gerekiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Havalimanı açılışında "İstanbul bizim, sadece en büyük şehrimiz değil, aynı zamanda ülkemizin en değerli markasıdır" demesi de bu yüzden.
İstanbul markasının altında medeniyetlerin buluştuğu, görkemli tarihinin izleriyle bezenmiş, bir yanıyla oldukça modern diğer yanıyla gelenekle ilişkisini sürdüren, her türlü kültürü, farklılığı bünyesinde harmanlayabilen, enerjik, canlı, ritmik bir şehir var.
Böylesi marka bir şehrin en son değeri de İstanbul Havalimanı. Bu topraklarda gelenektir, ülke zenginleşince bu zenginlik anıtsal yapılarda vücut bulur. Bu bazen bir camii, bazen bir külliye bazen bir çarşı olur bazen de bir köprü. İşte İstanbul Havalimanı da Cumhuriyet'in 95 yıllık serüveninde oluşturulan zenginliğinin göstergesi...
İstanbul Havalimanı'nın açılışıyla şehre yansıyan coşku ve canlılık sahip olduğumuz bu güzelliğe bir kez daha bakmamızı gerektirdi.