Mars'ta bir dönem akıllı canlıların yaşadığı, uygarlık kurduğu ve sonra bir sebepten dolayı yok olduğu yıllardır tartışılıyor. Kimine göre savaşla, kimine göre değişen iklimden dolayı bu akıllı canlılar binlerce yıl önce silinip gitti. Komplo teorisyenleri NASA'nın Mars'ta kanıtlar bulduğunu ve gerçeği yıllardır gizlediğini ileri sürüyor. Ara ara dikkat çekici iddiaları ve sözde kanıtları gündeme getiriyorlar. Yine böyle bir durum söz konusu.
Ünlü uzaylı avcısı Scott C. Waring yine iş başında. Waring, Gigapan'daki Mars fotoğraflarını incelerken bir heykelin kopmuş başını bulduğunu ileri sürdü. Waring yaptığı açıklamada, "Böyle bir keşif NASA için önemli değil, neredeyse her gün böyle kanıtları görüyor ve insanlardan saklıyor. Fakat bizler gibi gerçekleri ortaya çıkartan insanlar için önemli. Kopmuş bir heykel başı olduğu belli. Sanki bir çocuğun yüzü gibi duruyor. Saçları, çenesi, burnu, gözleri belli. Bir zamanlar Mars'ta akıllı canlıların yaşadığına dair önemli bir kanıt" dedi.
Waring heykelin bir mezara ait olabileceğini düşünüyor. Başka uzaylı avcıları da ünlü komplo uzmanının iddialarını destekledi. Söz konusu heykelin bir anıta, mezara veya önemli olan bir yapıya ait olma ihtimalinin bulunduğunu söylediler.
Gigapan fotoğraflarında heykel başı dışında ufak bir yapının duvarına ait bir kalıntı daha yer alıyor. Komplo uzmanları bu duvar kalıntısı ve heykelin birbirine yakın olduğunu, söz konusu alanda yüksek ihtimalle toprak altında başka kalıntıların da yer aldığını ileri sürdüler.
Sözde heykel iddiası sosyal medyada da kendine yer buldu. Ancak gezegenlerin jeolojisini inceleyen bir jeolog olduğunu belirten bir kullanıcı, Mars'taki heykelin ve duvar kalıntısının dış etkilerden dolayı aşınmış kayalar olduğunu söyledi. Aynı kullanıcı, "Size Mars'ta hatta Güneş sistemindeki diğer gezegenlerde insan, hayvan veya bildiğimiz cisimlere benzeyen başka kaya örnekleri gösterebilirim. Hepsi normal kayalar ve zamanla aşındıkları için ilginç görünümleri olabiliyor. İnsanlar da onları bir şeylere benzetiyor" yorumunda bulundu.
BİLİM İNSANLARINDAN GÖKTAŞI UYARISI
Avustralyalı bilim insanları, büyük oranda parçalı yapıya sahip asteroitlerin Dünya'ya doğru savrulması halinde durdurulamayacağını ileri sürdü.
Yeni araştırmada elde edilen bulgular, NASA'nın geliştirmekte olduğu gezegen savunma stratejilerini yeniden düşünmek gerektiği anlamına geliyor olabilir.
NASA'nın geçen yıl DART adlı uzay aracını gezegen savunma denemeleri kapsamında asteroit Didymos'la çarpışmak üzere fırlatmıştı. Uzay aracı bu çarpışma sayesinde asteroidin yörüngesini değiştirmeyi başarmıştı.
Didymos, Dünya için herhangi bir tehlike teşkil etmiyordu. Ancak NASA, gelecekte tehlike arz eden asteroitler için de benzer çarpışma görevleri öngörüyor. Didymos çarpışması bu görevlerin bir ön gösterimi oldu.
"Sürü halindeki" göktaşlarına karşı kullanılamayacak
Öte yandan Avustralya'daki Curtin Üniversitesi'nden Fred Jourdan'ın liderliğindeki bir araştırma ekibi, bu stratejinin tek bir gövdeden değil, dev parçacıkların bir araya gelmesiyle oluşan "sürü halindeki" göktaşlarına karşı kullanılamayacağı sonucuna vardı.
Ekip yeni araştırmada, Japon Uzay Ajansı'nın Hayabusa 1 aracı tarafından toplanan asteroit parçalarını inceledi.
2005'te fırlatılan Hayabusa 1, 1600 metrelik alanı kaplayan bir "moloz yığını" olan Itokawa adlı asteroidi ziyaret etmiş ve buradan örnekler toplamıştı.
Gezegen bilimleri profesörü Jourdan, "Monolitik asteroitlerin aksine, Itokawa tek bir kaya parçası değil. Bir moloz yığını ailesine ait. Yani tamamen gevşek kayalardan oluşuyor ve neredeyse yarısı boş alan" dedi.
"DAĞILMADAN KALABİLMESİ DE BİLİM İNSANLARINI ŞAŞIRTIYOR"
En az 4,2 milyar yıl önce oluştuğu tahmin edilen Itokawa'nın bu kadar uzun süre boyunda dağılmadan kalabilmesi de bilim insanlarını şaşırtıyor.
"Bu, Itokawa büyüklüğünde bir asteroit için şaşırtıcı derecede uzun bir süre" diyen Jourdan, sözlerini şöyle sürdürdü: