Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER KARAHAN

Sosyal mesafe Top5’i

Koronavirüs salgını sonrasında hayatımıza yeni bir kavram girdi; sosyal mesafe... Salgın döneminde oldukça önemli olan sosyal mesafeyi gün içinde unutmamanız için sizlere bir playlist hazırladım. Hem modunuz değişsin, hem de bol bol dinleyin.
1- Dokunma, dokunma... (Orhan Gencebay)
2- Dokunma bana sen de yanarsın... (Ahmet Kaya)
3- Dokunma bana (Zeynep Casalini)
4- Yapma, dokunma... (Emre Aydın)
5- Sakın dokunmayın bana rahat bırakın... (Erol Evgin)

Magazin klişeleri
Magazin tarihinde bu iki olgu yıllar geçse de hiç değişmiyor. Cem Yılmaz'ın muhabir arkadaşlarımıza "Sigortalı iş bulun" söylemi ve kankası Ozan Güven'in "Beni sokağımda çekmeyin" serzenişi... Yazık, yıllardır öğrenememiş olmalarına...

Kız sen İngiltere'nin neresindensin?'

"Ne deniyor şeye, sunny side up'a, ben onun Türkçe'sini gerçekten bilmiyorum, kırılmış yumurta" diyerek ağzını yayarak konuşan Duygu Özaslan... Bu video ile içine düştüğü halin farkında değil ya ben ona yanarak soruyorum kendisine: "Kız sen İngiltere'nin neresindensin?"

Arşivinizdeki videolara dikkat edin!
Karantina günlerinde herkesin sıklıkla başvurduğu görüntülü konuşmanın, çocukların ve özellikle bebeklerin üç boyut algılarını bozup bozmadığını merak etmiştim. Uzman Psikolog Yegan Özcan'dan soruma cevap geldi. 'Görüntülü konuşma çocuğuma zarar veriyor olabilir mi?' ya da 'Çocuğum kendini yüz yüze etkileşim halindeki gibi mi hissediyor?' sorularına araştırmacıların pandemiden çok daha önce yanıt aramaya başladıklarını ifade eden Özcan, sözlerine şöyle devam etti: "Yaklaşık 17 ay itibariyle çocuklar, görüntülü konuşmayla, babaanne, anneanne, dede veya gerçek hayatta tanıdıkları diğer insanlar ile etkileşim halinde olmaya başlıyorlar. Ekranda gördükleri kişinin kim olduğunu biliyorlar ve bu etkileşim onlar için bir anlam ifade ediyor. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, daha küçük yaştaki çocuklar da dahil olmak üzere, 'gerçek zamanlı' görünen fakat önceden kaydedilmiş videolar, çocuklar tarafından fark ediliyor. Bu sebeple bu yöntem ile hazırlanan çocuk programları veya çizgi filmlerin ya da ebeveynin telefonunda yer alan aileye ait önceden kaydedilmiş videoların uzun süreli kullanımı, çocuklar için zarar teşkil etmektedir." E-mail ile açıklamada bulunan Uzman Psikolog Yegan Özcan'a teşekkürler.

Ablasının kitabını okuyor

Salgın günlerinde izole ettiğimiz hayatımızda gün boyu telefonla konuşma seansları düzenliyoruz. Ankara'da izole yaşamını sürdüren oyuncu Şeyma Korkmaz ile konuştum. Bu süreçte evde akademisyen ablası Tuba Korkmaz'ın yazdığı 'İstedim ki Bilineyim' kitabını okuduğunu söyleyerek bana da tavsiyede bulundu. Kitapta Tuba Korkmaz, anne olmasıyla iyice görünür olan kimliğini, günlüğündeki anılarla açığa çıkarıyor. Kızı, boşanma süreci ve kardeşi Şeyma Korkmaz ile yaşadıklarını da anlatıyor. Korkmaz, akademisyen kimliğiyle hayatının önemli anlarını bir anı kitabından öte bol kaynaklı bir başucu kitabına dönüştürmüş; siz de okuyun.

Topaloğlu, Hz. Ömer'in sözünü şiar edindi

Eminim benim gibi birçok kişi de renkli kişiliğinden ötürü Mustafa Topaloğlu'nu seviyordur. Uzayla ilgili söylemlerinin yanı sıra Topaloğlu, güzel sohbet ve iyi bir müzik adamıdır. Geçenlerde konuştum kendisiyle. Hz. Ömer'i çok sevdiğini ve bol bol onunla ilgili yazılar okuduğunu anlattı. Mustafa Topaloğlu ayrıca Hz. Ömer'in "Kişiliğini makamından alanlar, makamdan sonra kişiliksiz kalırlar" sözünü de kendisine şiar edindiğini söyledi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA