2018-2019 yılı verilerine göre Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi bünyesinde 542 bini aktif olmak üzere toplam 2 milyon 775 bin 156 öğrencinin kaydı bulunuyor. Yani 2.2 milyon öğrenci kayıt yaptırıp daha sonra aktif eğitime devam etmemiş.
Neden acaba?
Askere gitmeyi ertelemek, öğrenci görünmek gibi birçok nedeni var. Ama asıl neden dün Hürriyet'te haber oldu. Öğrenci kimlik kartının getirdiği avantajlardan yararlanmak için açık öğretim fakültelerine kayıtlarda artış yaşanıyormuş. Öğrenci kimliği sinema, müze ve bazı tesislerde de indirim sağlıyor. Ama asıl avantaj ulaşımda.
2 BİN 460 LİRA YERİNE 745 LİRA
Örneğin aylık İstanbulkart almak için 205 liralık (yılda 2 bin 460 lira) abonelik ücreti ödeniyor. Öğrenciler içinse bu rakam aylık 40 lira. (Yılda 480 lira) Açık öğretim fakültelerinde dönemlik ücreti ise 265 liradan başlıyor. Ulaşım kartı almak için başvuran vatandaşlarsa sadece ilk dönem ücretini yatırıyorlar. Böylece 12 ay İstanbulkart aboneliği için toplamda 2 bin 460 lira yerine 745 lira ödüyorlar.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) da 1999'da yapılan bu değişikliğin geçmişe dönük uygulanmasına son verilmesini istiyor. Hadi emeklilik yaşının 2036'dan sonra 65 yaş olmasını tartışabiliriz. Türkiye'de yaşam süresi gelişmiş ülkelere göre az. Ama EYT'liler 40-50 yaş arası emekli olmayı kendilerine hak görüyorlar. Bu hakkı elde etmek için gösteriler düzenliyorlar, seçimlerdeki oylarını koz olarak kullanıyorlar.
43 yaşında emekli olmak adil mi? AK Parti'den önceki siyasi partiler oy için 'erken emeklilik', 'süper emeklilik' gibi yasa değişiklikleri yaptılar ve Türkiye'yi batırdılar! Türkiye'deki emekli sayısı 12 milyonu aşıyor, bu rakam birçok Avrupa ülkesinin toplam nüfusundan fazla. Emekliliği hak etmeyenlerin sayısı fazla olunca emekli maaşları da istenilen seviyede olmuyor!
DÜRÜST OLAN KAYBEDİYOR
Bu 12 milyon insanın çoğu hak etmediği halde 40'lı yaşlarda erkenden emekli oldular, çalışmaya devam ettiler ve iki maaş birden aldılar. Bunun faturasını hala gençler ödüyor! Sosyal medyaya bakıyorum da gençlerden hiç itiraz gelmiyor, aksine muhalefet olsun diye EYT'lileri destekliyorlar.
Türkiye ne çekiyorsa uyanıklardan çekiyor. Olan dürüst vatandaşa oluyor.
Setten sonra Abdülhamid ne yapar?
Bu fotoğrafla beraber şu tweet dolaşıyor dünden beri: 'Abdülhamid Han: 'Set bittikten sonra normal gündelik hayatımıza devam ediyoruz.'
Twitter ahalisi de "Ne yapacaktın sefere mi çıkacaktın?", "Biz de Viyana'yı kuşatıyorsun sanıyorduk" "Koca sultan gündelikçi çıktı iyi mi?", "Olmazsa Avusturya- Macaristan imparatorluğuna savaş aç kardeş" benzeri espriler yapıyor.
Evet, espriler güzel ama Anadolu Ajansı'nın yaptığı koca röportajdan alınmış tek bir söz bu. Muhabir, "Tarihte önemli bir karakteri oynuyorsunuz. Bu özel hayatınızı etkiliyor mu?" diye sormuş.
'Payitaht' dizisinde Sultan 2. Abdülhamid Han'ı canlandıran Bülent İnal da "...Eskiden nasıl yaşıyorsam aynı şekilde yaşamaya devam ediyorum. O yüzden de bir sıkıntı yaşamadım, sokakta da gittiğim yerlerde de, tatilde de. Set bittikten sonra normal gündelik hayatımıza devam ediyoruz. Eve gittiğim zaman, eşimle çocuğumla güzel vakit geçirmeye çalışıyorum..." diye devam eden uzun bir yanıt vermiş.
Normal bir insan yukarıdaki tek sözü alıp komiklik yapsa anlarım ama aynısını birçok haber sitesi yaptı. Daha çok tık almak için İnal'ı komik duruma düşürdüler. İşte bu etik de değil!
Instagram'lık ne var?
Bir arkadaşımdan duydum: Kadıköy'de bir kafede oturuyormuş. Yanında kız arkadaşı olan genç bir delikanlı gelmiş ve garsona "Instagram'lık ne var?" diye sormuş.
Gençlik Instagram'a fotoğrafını koyup hava atacak ilginç, janjanlı yemek arıyor! Lezzet arayan yok. Sosyal medyada şov yapan işletme sahibi kazanıyor. İşte yeme içme kültüründe geldiğimiz nokta budur!
