Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Ne değişti İmamoğlu?

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, "İstanbul'da barajların doluluk oranı yüzde 27'lere geriledi. Çok tedbirli olmalıyız, deniz suyunun içme suyu olması için çabalıyoruz. Bu konuda yurt dışından teknik destek almayı düşünüyoruz" dedi.


Tam "İmamoğlu iyi düşünmüş, iklim değişikliği bu hızla devam ederse deniz suyunu arıtma projelerine başlamalıyız" diyecektim ama aklıma ünlü 'tören atmama' töreni geldi!


İmamoğlu göreve geldiğinde ilk yaptığı iş Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Projesi'ni iptal etmek olmuştu. Hatta bir ilke imza atıp; 'tören atmama' töreni düzenlemiş, gereksiz olduğunu söylediği projeyi dalga geçer gibi iptal etmişti.


Hâlbuki bu tesis yapılsaydı hem Haliç'teki kirlilik ve koku sorunu kökten çözülecekti, hem İstanbul'un denizi daha temiz olacaktı, hem de atık sudan içme suyu elde edilecekti. Bir taşla üç, dört kuş vurulacaktı.


Maliyeti de İmamoğlu'nun dediği gibi 1,5 milyar TL değil, 632 milyon TL'ydi. Eğer iptalde birinci neden yüksek maliyet ise onun da çözümü bulunurdu, daha uygun şartlarda aynı tesis kurulması için çalışma yürütülürdü. Ama İmamoğlu projeyi teknolojisine bile bakmadan 'gerek yok' diye iptal etti! Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Projesi, klasik deniz suyunu arıtan tesislerin çok ilerisinde; en değersiz atık suyu, evde dahi kullanılabilecek seviye getirebilecek en ileri teknolojisi olan membran teknolojisine sahipti.


O tesis yapılsaydı Türkiye'nin ilk, Avrupa'nın en büyük kapasiteli membran tesisi olacaktı. Aynı teknolojiyi kullanan Singapur'daki tesis, arıtılan suya mineral takviyesi yaparak marketlerde içme suyu olarak satıyor.


O gün tesisin temelini atsaydı şimdiye iş yarılanmıştı. Fıkra gibi olay! İmamoğlu o gün 'temel atmama' töreniyle biyolojik atık su santralini iptal ederek hem kirliliği artırdı hem de uzun vadede İstanbul'u deniz suyuna muhtaç bırakacak yanlışlardan birine imza attı. Şimdi de "Deniz suyunu arıtacağım" diyor! Gel de inan!

***

'Rayban efendi'nin değişimi...

Kültür ve Turizm Bakanlığı, yevmiye ücretiyle çalışan, sosyal güvencesi olmayan, işsiz kalan müzik sektörü çalışanlarına maddi destek olmak için proje başlattı.


MÜYOR-BİR bu proje için müzisyenlerden sahneye ilk çıktıkları yer, aldıkları ilk alkış konusunda hissiyatlarını anlatan bir video ve bir fotoğrafla başvuru yapmalarını istedi. MÜYOR-BİR ayrıca bu başvuruların bir kitap haline getirileceği ve başvuruyu yapanlara da 1000 lira yardım yapılacağını açıkladı.


Ayna Grubu'nun solisti Erhan Güleryüz de Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'a "Canım Bakanım sen bana video gönder, ben sana 1000 Lira vereyim" diyerek ayar vermeye çalıştı.


İyi niyetlerle yola çıkılmış bir proje ama yöntem yanlış. Video çekip yollayana 1000 lira vermek hoş değil. Ayrıca başvurular neden kitap olacak?


Ancak bu projeyi en son eleştirecek müzisyen de Güleryüz bence! Çok değil beş yıl önce AK Parti'ye güzellemeler yapan, AK Parti'nin 2015 seçim müziğini hazırlayan, mitinglerde konserler veren Ayna Grubu'nun solisti Erhan Güleryüz ne oldu da şimdi gider yapacak kadar ters düştü?


1000 lira mı az geldi? O para senin gibi keseyi doldurmuş müzisyenlere değil, gerçekten zor durumda olan meslektaşların için verilecekti! Evet, yardım miktarı daha çok olmalıydı ama 'Rayban efendi' sen bu tartışmaya dahil değilsin, tribünlere oynama!

***

Doymadılar halkı aşağılamaya!

Son dönemde ülke genelinde yaşanan kuraklık nedeniyle geçtiğimiz cuma günü 81 ilde, bütün camilerde yağmur duası yapıldı.


Eski Hazine Müsteşarı, ekonomist Mahfi Eğilmez "21. yüzyılda yağmur duasına çıkan insanlara yapısal reformları anlatamazsınız" diye tweet attı.


Yağmur duası çok çok eski bir gelenek. Ekini tarlada kavrulan, içmeye su bulamayan insanoğlunun kuraklığa karşı gücü tükenince Allah'tan yardım istemesinden daha doğal ne olabilir ki?


Eğilmez, ağaçları kestiniz, dereleri kuruttunuz şimdi yağmur duasına mı çıkıyorsunuz diye eleştirse bile bir nebze anlarım ama ünlü ekonomistin derdi halkı aşağılamak!


O tweet'in özünde inanan insanları aşağılayan 28 Şubat kafası var. Doyamadılar halkı aşağılamaya!

***

Süper taşıyıcı Noel Baba

Belçika'nın Mol kentinde Noel Baba'nın ziyaret ettiği bir huzur evinde 45 kişinin Covid-19 testi pozitif çıktı.


Noel Baba kostümüyle hediye dağıtan kişinin, bir 'süper koronavirüs yayıcısı' olduğu belirtildi.


Bu Noel Baba, bizim 136 kişiye korona bulaştıran üfürükçünün kankası galiba! Unutulmayacak bir Noel hediyesi olmuş! Asıl tehlike 'süper taşıyıcılar'!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA