Mersin'in Aydıncık ilçesinde bulunan ve turizmin gözde mekanlarından olan Aynalıgöl Mağarası büyük ilgi görüyor. 'Yeraltındaki Pamukkale' olarak anılan ve 15 yıl önce hasta çocuğunun tedavisinde kullanmak üzere kirpi kanı bulmak için kirpilerin ayak izlerini takip eden çobanın keşfettiği mağara, yılın ilk 3 ayında 15 bin kişiyi ağırladı. Aynalıgöl Mağarası bilimsel açıdan tek ve eşsiz kabul ediliyor. 555 metre yatay uzunluk ve 46 metre derinliğe sahip olan mağara, girişten itibaren 450 metre yatay ilerleyen ana galerinin ardından büyük boyutlu bir göl ile son buluyor. Deniz seviyesinden 47 metre aşağıda bulunan mağaradaki sarkıt ve dikit gibi oluşumların, su altında kalarak atmosferik değişimlerden etkilenmeden günümüze kadar ulaştığı tespit edildi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Bahaettin Kabahasanoğlu, mağaranın 60 milyon yıllık bir oluşumu olduğunu söyledi. Kabahasanoğlu, kireç taşlarının erimesi ile oluşan mağaranın bir tabiat harikası olduğunu belirterek "Sanki Pamukkale yer altına inmiş, orada sarkıtlar dikitler oluşmuş ve rengini korumuş. Görenlere muazzam bir görsellik sunuyor" dedi.
FİLM PLATOSU GİBİ
Mağaranın içinden geçildiğinde içerideki sarkıtları, dikitleri ve oluşumları takip ederek ışıklandırılmış merdivenlerden dolaşıp göle ulaşmanın mümkün olduğunu kaydeden Bahaettin Kabahasanoğlu, "Aynalıgöl Mağarası, adını bu aynaya benzeyen gölden alıyor. Kendinizi olağanüstü bir film platosunda görüyorsunuz. Her taraf ışıklandırıldığı zaman sarkıt ve dikitlerin keyfine varıyorsunuz. Bu mağara fantastik film yapanlar için, masallar ile uğraşanlar için, kurgu film yapanlar için dünyada eşi benzeri olmayan bir mağara" diye konuştu.