Ninelerimiz 'ne olur ne olmaz' diyerek kefenlerini hazırlarlardı.
Güzel kokularını, havlularını da hazırlarlardı.
Maddi durumu iyi olanlar kefen bezinin içine de ya para ya da çeyrek altın koyardı.
Kullanılacağı zaman kefen bezinin içinden çıkanlar kullanılır cenaze yıkayanlar da ya altını ya da parayı alırdı.
***
Tarsus'ta geçenlerde bir ilk yaşanmış.
70 yaş üstü bir teyzemiz kefenliğini hazırlamış.
Kefenin içine de bir çeyrek altın koymuş.
Daha sonra vefat etmiş.
Haliyle sandığı açılmış, kefenini çıkarmışlar.
Kefeni, merhumeyi yıkayacak hanımefendi açmış ve içindeki çeyrek altını görmüş.
Çeyrek altını almış ve "Cenazeyi ben yıkayacağım, bu benim hakkım" demiş.
Cenaze sahibi de bir şey diyememiş.
Ama şimdi cenaze yıkayıcılarının artık maaşı var.
İşi bu.
Cenaze sahibinin olurunu almadan kefen içinden çıkan parayı veya altını almak ne kadar doğrudur?