Ekonominin dünyadaki en güçlü, en acımasız, en eşitliksiz silah olarak kullanılmaya ne kadar müsait olduğunu bir kez daha gördük.
ABD Türk yargısının aldığı kararı beğenmeyince hemen ekonomi silahını çekti. Siyasi arenadaki adı ile
"yaptırım" silahı ile bizi vurmak için harekete geçti.
İzmir'de, terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenen Papaz Andrew Brunson'un tutukluğu sağlık sorunları dikkate alınarak ev hapsine çevrilmişti.
Bunun üzerine Twitter Şövalyesi Bay Trump, "ABD Papaz Andrew Brunson'u uzun süreli tutukluğu nedeniyle Türkiye'ye geniş yaptırımlar uygulayacak. Bu masum inanç adamı derhal serbest bırakılmalı!" diye twitterdan tepki gösterdi.
Yardımcısı Mike Pence de bu söylemlere devam etti.
ABD olayı burada bırakmadı ve yaptırım tasarısını hazırladı.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, "Türkiye Uluslararası Finans Kuruluşları Yasası" adıyla, Türkiye'nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan tasarıyı kabul etti.
Yasalaşması için hem Senato hem de Temsilciler Meclisinden geçmesi ve ABD Başkanı tarafından onaylanması gereken tasarıda, ABD Hazine Bakanlığı, Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile diğer uluslararası finans kuruluşlarındaki ABD'li yöneticilere, Türkiye'ye yardım yapılmasını engellemesi talimatı verilmesini ön görüyor.
Bir tarafta yargımızın bağımsızlığına saygı gösterilmiyor bir taraftan ülkemizin birlik ve bütünlüğünü tehdit eden bir şahıs korunuyor. Üstüne bir de para musluklarını kapatırız diye tehdit ediliyoruz.
Ama bu küstah ve tehditkâr saldırılara boyun eğmemeliyiz.
Mesut Özil suskunların sesi oldu Bir başka silahta ırkçılıktır bu dünyada.
Toplumları dini, dili, ırkı yüzünden dışlamak, ötekileştirmek, psikolojik baskı uygulamak silahı çekip vurmaktan çok daha derin yaralar açar.
Bu yara tüm toplumu tehdit edecek kadar güçlü bir virüse dönüşür ve sinsice yayılır.
Mesut Özil olayı da bu konuyu bir kez daha dünya gündemine getirdi.
Bir kez daha göç, yabancı karşıtlığı, ırkçılık gibi konuların ne kadar hassas konular olduğunu gösterdi.
Mesut Özil uğranan ayrımcılık karşısında suskun kalmak zorunda kalanların sesi oldu.