Dün sabah güneş doğmadan doğanlar bir kez daha bize rahmetli Süleyman Demirel'in
"siyasette 1 gün bile uzun süre" sözünün doğruluğunu gösterdi.
9 Ekim saat 16.00'da Barış Pınarı Harekâtı başlatılarak cevaplanan Trump'ın küstah mektubunun ardından Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika arasında ipler ha koptu ha kopacak derken, diplomasi Perşembe akşam bizi şaşırttı.
Perşembe günü Ankara'da bir araya gelen Türk ve ABD heyetleri 4 saati aşkın süren görüşmelerin ardında akşam saatlerinde Barış Pınarı Harekatının durumuna ilişkin bir anlaşmaya vardı.
PKK/YPG/SDG 120 saat içinde 20 mil yani 30 kilometre güneye çekilecek. Bu sürece ABD Başkan Yardımcısı Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo her ne kadar 5 günlük ateşkes sağlandı dese de biz
"Barış Pınarı Harekâtı'na 5 gün ara verdik." Biz ara verdik, ABD ise Türkiye'nin bu adımının karşısında Trump'ın bu hafta içinde açıkladığı yaptırımları geri çekecek.
Ülke olarak, ülkemiz ve bölge için hatta dünya barışı için önemini uzun süredir vurguladığımız terör örgütlerinin 30 kilometre güneye çekilerek Suriye'nin kuzeyinde bir güvenli bölge oluşturulması için adımlar atıldı.
Tweet sever Trump bu gelişmenin ardından hemen bir Tweet atarak
"Ankara'dan harika haberler geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a müteşekkirim. Milyonlarca insanın hayatı kurtuldu" mesajını verdi.
Cumhurbaşkanımız da tweete tweet ile yanıt verdi ve…
."Sayın Başkan, insanlığın temel düşmanı terörü yendiğimizde daha çok hayat kurtulacak. Bu ortak çabanın, bölgemizde barışı ve istikrarı destekleyeceğinden eminim." dedi.
Tüm bu gelişmeler bundan sonraki süreçte Ankara –Moskova diplomasisinin hız kazanacağını gösteriyor.
O nedenle de Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 22 Ekim'de, yani 120 saatlik sürenin dolduğu bir günde yapacağı dünya siyaseti için oldukça önemli.
Şimdi, içinde bulunduğumuz 120 saatlik sürenin sonucunda olacaklar bölge ve dünya için uzun mu yoksa kısa bir süreyi mi ifade ediyor bekliyoruz.
Ama beklerken biliyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti masanın da kazananı oldu.