Türkiye'nin dinamik firmaları pandemi döneminde geliştirdikleri yeni teknolojiler ile üretimlerini sürdürmeyi başardılar. Bu firmalardan biri olan ve 1029 bayisi ile Türkiye'nin en büyük zincir mağazaları arasında yer alan Oses Çiğköfte el değmeden hijyenik üretime geçerek salgına karşı yenilmedi. Uçtan uca dijitalleşen firma bu sayede üretim kapasitesini de günlük 35 bin kiloya çıkardı. Şirketin önemli bir başarı öyküsü de bulunuyor. OSES Çiğköfte'nin sahibi Osman Yaşar, Adıyamanlı çiftçi bir ailenin çocuğu. Çok küçük yaşta çalışmak için gurbete gitmek de memleketlerinin acı bir gerçeği. Osman Yaşar da 12'sine geldiğinde çalışmak için İstanbul'un yolunu tuttu. Restoranlarda her işi yaptı. Çiğ köfte de yoğurdu. 1993'te kendi patronu olmaya karar verdi. Seyyar bir araba aldı, akşamdan yoğurduğu etsiz çiğ köfteyi Sahaflar Çarşısı'nın Beyazıt Meydanı'na açılan kapısında satmaya başladı. "Seyyar arabayla satışa 1993'te başladım. Evde etsiz çiğ köfteyi yoğuruyordum, arabayla satışa çıkıyordum. Polisten kaç, zabıtadan kaç, esnafın önünü meşgul etme, trafiği meşgul etme. O zamanki hedefimiz ailenin geçimini sağlamaktı. Her sabah evden çıkarken ne kadar dua biliyorsam onu okuyordum belediye arabayı almasın diye. Ama yine de arabayı alıyorlardı. Onlar da, ben de haklıydım. Tam 10 yıl böyle sürdü. 2003'te son arabayı da zabıtalara kaptırınca Sultançiftliği'nde bir dükkan tuttuk. Lezzeti çok sevildi. Oradan sonra diğerleri geldi. Piyasada boşluk olduğunu fark ettik. Buradan da vira bismillah… Şirket bugün 1029 bayisi ile Türkiye'nin en büyük zincir mağazaları arasında yer alıyor.
PANDEMİ İLE DİJİTALLEŞTİ
Pandemi ile birlikte üretim altyapısı da yenilenen Oses Çiğköfte fabrikaları önce korona virüse karşı önlem almak için dezenfeksiyon çalışması yapıldı. Ardından da üretimini uçtan uca dijitalleştiren firma bu sayede üretim kapasitesini de günlük 35 bin kiloya çıkardı. Yaşar şunları kaydetti: "Bir marka oluşturduk. Bizim hedefimiz dünyada bu bayrağı dalgalandırmak. Yüzde 100 milli olan bu ürünü dünyanın her tarafına sağlayabilmek. Bunu hedefliyoruz. Adımlarımızı bunun için atıyoruz. Vegan ve lifli bir ürün olduğu için Avrupa'da çok rağbet görüyor. "Türkiye'de çiğköfteyi çoğunluk lavaşla tercih ediyor. Karnımı doyurayım diye tercih ediyorlardır ancak salata olmazsa olmazdır. Yanında da en iyi ayran gider. Milli yiyeceğe milli içecek yakışıyor."