Yazar Kazuaki Takano'nun aklına, 20 yaşlarındayken okuduğu bir kitabın ardından insan evriminin henüz tamamlanıp tamamlanmadığı sorusu takılıyor. Bir Aklın Savaşı adlı romanının başlangıç noktası da bu oluyor.
20 yıl boyunca bu konuyu nasıl etkili bir roman haline getirebileceği üzerine kafa yoruyor. Kendini bu konuya adamış bilim adamlarının çalışmalarını araştırıyor, moleküler biyoloji alanında yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyor.
Takano sinema endüstrisinde çalıştıktan sonra yazarlığa geçiş yapmış bir isim. Sinema okumuş olmasının romanını yazarken kendisine ne gibi avantajlar sağladığını şöyle anlatıyor: "Bir filmi çekerken yönetmen ve görüntü yönetmeni ışığı ve renk tonunu anlatmak istediği hikayeye göre ayarlar. Aynı şekilde ben de romanımı yazarken seçtiğim kelimelerle hikayemin tonunu belirliyorum. Film montajı sayesinde de romanımda hangi bilgileri hangi sırayla vererek okuyucu üzerinde istediğim etkiyi uyandırabileceğimi kestirebiliyorum."
Perihan Sevde Nacak tarafından Türkçe çevrilip Portakal Kitap tarafından yayımlanan Bir Aklın Savaşı, okuyucuyu 2005 yılına götürüyor. Washington DC'de yapılan bir toplantıda başkan, ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit konusunda bilgilendiriliyor: "Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki tropik yağmur ormanlarında yeni bir yaşam formu ortaya çıktı. Eğer bu yaşam formu dağılırsa Amerika için bir tehlike teşkil edebileceği gibi insanlığın sonunu da getirebilir..."
Bir sonraki bölümde Bağdat'ta görevli Amerikalı asker Jonathan Yeager ile tanışıyoruz. Yeager, reddedemeyeceği bir ücret karşılığında bir grup paralı askerle birlikte insanlığın sonunu getirebileceği iddia edilen tehdidi ortadan kaldırmak için Kongo'ya gidiyor.
Ve Beyaz Saray'ın emriyle gittiği Kongo'da ortadan kaldırmakla görevlendirildiği tehdidin zekâsıyla herkesi şaşırtan üç yaşında bir çocuk olduğunu öğreniyor.
Ancak dünyadaki en zeki varlık olan çocuk, kısa sürede Yeager için bir tehdit değil, bir umut haline geliyor. Yeager, ölümcül evredeki bir hastalıkla mücadele eden oğlunu kurtarmak için tek çaresinin bu çocuk olduğunu görüyor.
Romanda, tüm dünyanın, insanoğlunun geleceği ya da yok olmasının nedeni olabilecek bir çocuğun peşine nasıl düştüğüne tanık oluyoruz.
Kirkus Review'un değerlendirmesinde dediği gibi Takano 15 dile çevrilen romanıyla "Hücre manipülasyonu, mikrobiyoloji ve psiko-kültürel analizleriyle harmanladığı bir dünyanın kapısını aralıyor."