Yılın sonuna doğru, polisiye kitapların 'altın çağı' olarak adlandırılan dönemin kraliçelerinden biriyle tanışmak açıkçası iyi bir sürpriz oldu. Birleşik Krallık'ta, 1. Dünya Savaşı'nın ardından başlayan bu akımın kuşkusuz en meşhuru Agatha Christie'ydi. Diğer isimler Margery Allingham, Josephine Tey ve Dorothy L. Sayers'ti.
Agatha Christie, özel dedektifi Hercule Poirot, meraklı komşu Miss Marple, zeki polis Müfettiş Jaap'la dünyayı kasıp kavurdu. Dorothy L. Sayers'in dedektifi ise bir aristokrattı: Lord Peter Wimsey.
"Katil kim" polisiyesi suç ve gizem üzerine kuruludur. Katil ne kadar dikkat ederse etsin muhakkak bir açık verecektir. İpucu şuralarda bir yerdedir. Bakış açısı, dikkat, merak ve analitik düşünceyle yol alınmalıdır. Olaylar akıl yürütmeyle ve zekice çözülmelidir. Diyaloglardaki derin, entelektüel sohbetler, mizahın da işin içine katılmasıyla sıradan günlük bir işi halleder gibi ilerleyen cinayet vakası, finalde sıradan patırtısız gürültüsüz hallolur: "Ah siz yok musunuz, nasıl da herkes başka birinden şüphelenirken meseleyi çözdünüz. O zaman bunu kutlayalım" denir ve herkes günlük hayatına döner.
KÜVETTEKİ CESET
Sahi Kitap'tan yayımlanan Bu Kimin Cesedi?, Doroty L. Sayers'in ilk kitabı. Okuru aristokrat dedektifi Lord Wimsey'le tanıştırdığı hikayesinde 'altın çağ' polisiyesinin tüm öğeleri mevcut.
Bir mimarın banyosundaki küvette erkek cesedi bulunur. Ceset, çıplak ve iri yarı bir adama aittir. Gözünde şık ve pahalı bir monokl (tek gözlük, yalnızca bir gözde görüşü düzeltmek için kullanılırdı) vardır. Ancak el ve ayaklarındaki durum cesedin yoksul biri olduğuna işaret eder.
Polis, ev sahibini suçlar, çünkü o çelişkili konuşmakta ve bir şeyler saklamaktadır.
Tam o sırada ailenin tanıdığı Yahudi bir işadamı da ortadan kaybolur. Eşi perişandır. Yani ortada bir ceset ve kayıp biri vardır.
Düşes annesinin ricası üzerine olaya dahil olan Lord Peter ise bir fırsatını bulup cesedi ve çevreyi incelemiştir.
Muammayı çözmek tam ona göredir; zevkten çıldırır, dedektif arkadaşı ve uşağıyla birlikte vakaya balıklama dalar.
Üçü arasındaki sohbetler, takılmalar, espriler, ince dokundurmalar ise kitaba lezzet veren bir sos gibi. Ki bu, dönem yazarlarının kullandığı olmazsa olmazlardan. Dorothy L. Sayer de bu sosu eksik etmemiş.
Kayıp ve ceset arasındaki bağlantının adım adım çözülmesi, İngiliz soğukkanlılığı ve kibriyle cinayet vakası çözülür.
Bu kadar özet yeter! Polisiye tutkunlarının okuma zevkinden mahrum bırakmadan kitabın yazarı Doroty L. Sayers'in başına buyruk, ilginç hayat öyküsüne gelirsek...
1893 doğumlu, roman ve oyun yazarı Sayers, şair, eleştirmen, teolog ve çevirmen aynı zamanda. 1957'de ölene kadar edebiyatla haşır neşir olmuş.
Ölümünden 50 yıl sonrasına kadar biyografisinin yazılmasını istememiş. Sebebi de bunca zaman eserlerinin hâlâ okunup okunmadığını, kendisinin de hatırlanmaya değer olup olmadığını belirlemek için. 221B dergisinden Tülay Güneş Kılıç'ın yazısından öğrendiğim kadarıyla eğer 50 yıl sonra hâlâ okunuyor ve hatırlanıyorsa biyografisi yazılabilirmiş ona göre.
Bir papazın kızı olan Sayers, Oxford'un ilk kadın mezunlarından biri, evlatlık olarak bilinen oğlunun ise evlilik dışı gerçek çocuğu olduğu yıllar sonra ortaya çıkmış. Fırtınalı hayatı böyle bir gizemi tercih etmesine neden olmuş.
KULÜPTEN İÇERİ GİRİN
2. Dünya Savaşı'na kadar olan dönemde amatör dedektifi Lord Peter Wimsey ve bir kısmında Harriet Vane'in de yer aldığı 14 polisiye romanla kısa hikayeler yazmış.
1920'lerde başladığı polisiye serisinde yıllar içinde zamanın ruhuna göre, dedektifi de ayağı yere sağlam basan, görüşleri ve fikirleriyle başka bir karaktere bürünmüş.
Alanında bir klasik olan Bu Kimin Cesedi? kitabının çevirmeni ise Sevin Okyay. Harry Potter külliyatını Türk okurlarıyla buluşturan Okyay; çevirmen, gazeteci ve her şeyden önemlisi polisiye tutkunu bir kalem.
Yazarı kadar çevirenin de kimliği kitaba başka bir boyut katıyor. Sevin Okyay, yıllardır köşe yazıları, radyo programları, paneller, oturumlarda polisiyeyi anlatan, yaşayan ve bize sevdiren bir isim.
Kitapta yer alan köşe yazısı tadındaki tanıtım yazısını okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız. Polisiyenin kraliçelerinden, bugün de hâlâ varlığını sürdüren 'Dedektiflik Kulübü' kurucularından 'altın çağ'ın yazarı Dorothy L. Sayers'i, Okyay'ın kaleminden tanıdıktan sonra artık o kulüpten içeri girip Lord Peter Winsley'le tanışmaya hazırsınız.
Teşekkürler Sevin Hanım, yeni maceraları da heyecanla bekliyoruz.